Yaz ajandası dolu dolu

20 Haziran 2022 - 15:22

Yazın gelmesi ve kültür sanatın açık alanlara daha çok çıkmaya başlamasıyla kentin etkinlik ajandası da zenginleşiyor. 1930'larda İstanbul eğlence hayatının öne çıkan "yaz bahçelerinden" biri olan Küçükçiftlik Park, günümüzün ruhuna uygun kurulumu ve takvimiyle eskiden olduğu gibi, son yıllarda da misafirlerini ağırlıyor. Yazı kentte geçirmeyi planlayanlar için tiyatrodan konsere, açık havada pek çok elkinlik alternatifi sunuyor. 

Sevgili Arsız Ölüm Dirmit

Maçka'da konumlanan Küçükçiftlik Park'ın temmuz takviminde yer alan "Küçükçiftlik Park Bahçe Tiyatrosu" çeşitli oyunlarla sanatseverleri karşılamaya hazırlanıyor. 6 Temmuz'da izlenebilecek SAMANYOLU’nu bilir misiniz? (Davran Tiyatrosu – Cem Davran, Hakan Gerçek), 7 Temmuz'daki Sevgili Arsız Ölüm Dirmit (Tiyatro Hemhâl – Nezaket Erden), 20 ve 27 Temmuz'da sahneye konacak olan Cimri (Semaver Kumpanya – Serkan Keskin, Metin Alpargun, Cansu Saka, Hakan Atalay, Onur Yakçınkaya, Sezin Bozacı, Ezgi Ulusoy Tamer, Onur Şenol, Ahmet Kaynak, Selen Şenay, Uğur Senkeri ve Saniye Samra), 21 Temmuz'da Sır (Gate Production – Tayanç Ayaydın, Anıl Çelik, Emel Çölgeçen, Tolga Güleç, Şeyma Gökçe Cengiz) yaz programının öne çıkanlarından. 

Küçükçiftlik Park'ın konser takvimi de en az tiyatro programı kadar zengin ve ilgi çekici. 1 Temmuz'da Tom Odell konseri ile açılacak olan sahnede 2 Temmuz'da Gogol Bordello performans sergileyecek. İstanbul'un yazlık konser ve festivallerine İST'in 9. sayısında yer vermiştik, göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Aralarında Küçükçiftlik Park'ın da yer aldığı, İstanbul'da bir dönemin popüler yazlık bahçelerini ve eğlence geleneğini anlatan Gökhan Akçura imzalı yazıya buradan göz atabilirsiniz

İstanbul
Kültür Sanat
Ajanda
Konser
Tiyatro
Festival
empty-result-block

BENZER

Kentsel dönüşümü büyük bir hızla yaşamak zorunda kalan İstanbullular olarak ekonomik, toplumsal ve siyasi hayatın konutlara ve dolayısıyla beklentilerimiz ne olursa olsun yaşamımıza nasıl yansıdığını izliyoruz. Yeni evlerde bir “misafir odası” yok artık. Bu yazı sayesinde, bu geleneği Osmanlı’dan bugüne, daha doğrusu yakın bir geçmişe kadar taşıdığımızı ve 19. yüzyılın sonlarında inşaatlarına başlanan apartmanların ilk örneklerinde uzun süre yaşattığımızı öğreniyoruz.
Bir zaman makinesi olsa da 40-50 yıl öncesinin (belki daha da eski!) İstanbul’una gitsek dediğiniz olmadı mı hiç? Bazen bu güzelim kentin kıymetini bilemediğimizi düşünüp hayıflandığınız olmadı mı? Kaan Sezyum’un hayal gücü bizi ‘70’lerin İstanbul’una götürüyor; üstelik “elim” bir kaza sonucu geleceğin İstanbul’undan eski İstanbul’a yolu düşen Selim’in hikâyesi ile...
Sokaklarda ayı oynatma, yüzyıllar boyunca İstanbulluların aşina olduğu “eğlence”lerden biriydi. Doğal ortamından yavruyken koparılıp zalim yöntemlerle eğitilen ayıların durumu 1920’lerden itibaren tartışma konusu oldu. Ayı oynatmanın yasaklanmasını isteyenlere karşılık çoğunluk bunun bir gelenek olduğunu ve devam etmesi gerektiğini savunuyordu. Nihayet 1929’da yasak geldi ama bir süre sonra önlemler gevşedi ve ayılar sokaklara döndü. 1993’te uluslararası baskıların da etkisiyle kesin yasak gelene kadar ayıların başına gelmeyen kalmadı.