Nisanda konser hasretine son

24 Mart 2021 - 13:41

Bir arada izlediğimiz canlı performanslara, gösterilere hasret kaldığımız şu zamanlarda minimal formatta da olsa birtakım eylemler gerçekleşiyor. Kadıköy Belediyesi bünyesinde yer alan Yeldeğirmeni Sanat Merkezi örneğin, nisan ayı boyunca klasik ve caz müziğin güncel ve başarılı isimlerini sahnesinde ağırlayarak canlı müziği yerinde deneyimleme açlığımızı biraz olsun bastırmamıza yardımcı olmayı amaçlıyor.   

Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde konserler 2 Nisan’da Şenova Ülker Trio performansıyla başlayacak. “Caz Akşamları” konseptinde mekanda ay içinde performans sergileyecek diğer topluluklar Rişe Özkan Trio (9 Nisan) ve Ayşe Gencer Trio (16 Nisan). 30 Nisan’da kutlanan Dünya Caz Günü’nde ise Önder Focan’ın yeni nesil müzisyenlerden basçı Enver Muhamedi ve davulcu Burak Cihangirli ile birlikte oluşturduğu Önder Focan Trio sahnede olacak.

Çarşamba Klasikleri”, Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde ay boyunca her çarşamba takip edilebilecek bir diğer seri. Obua sanatçısı Aybegüm Şekercioğlu ve çok yönlü piyanist Barış Büyükyıldırım (7 Nisan), Duo Anda ikilisinin piyano ve flüt resitali (14 Nisan) ve Tango Neva topluluğundan “Dünyanın Tüm Tangoları”, çarşamba akşamlarının öne çıkanları. 

Sosyal mesafe kurallarına uygun bir formatta ve sağlık tedbirleri çerçevesinde gerçekleştirilecek konserlerin başlama saati 18.00 olacak. Biletler buradan ve konser günü Yeldeğirmeni Sanat gişesinden satın alınabilir. 

İstanbul
Caz
Uluslararası Caz Günü
Yeldeğirmeni Sanat Merkezi
Kadıköy
Kültür Sanat
empty-result-block

BENZER

İnsanın hayatının bir döneminde yaşadığı sokağın ismi hayatını, karakterini, ilerde yapacağı seçimleri etkiler mi bilmiyorum, ama ben komediye bayılan bir oyuncu olarak Kadıköy’deki Şakacı Sokak’ta hayatıma başlamışım. 
Foto muhabiri Faik Şenol’un (1912-1981) binlerce fotoğraftan oluşan koleksiyonu geçtiğimiz yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından koruma altına alınmıştı. Biz de İST’in her sayısında büyük üstadın objektifinden İstanbul’un anılarla yüklü geçmişine bir yolculuk yapıyoruz. Bu sayımızda Faik Şenol’un deklanşöre bastığı ‘o an’ın tanıklığını Hikmet Feridun Es’in güçlü kaleminden okuyoruz.
I. Dünya Savaşı’ndan önce İstanbul’da neredeyse kafe, lokanta yok gibidir. Şehre üç dalgada gerçekleşen Beyaz Rus göçüyle sosyal hayat belirgin şekilde renklenir, mekânlar çoğalır. 1924 İstanbul adıyla varlığını sürdüren ve şimdilerde 100. yılını kutlayan Rejans, bu mekânların en ünlüsüdür.