1927 yılında Veliefendi Çayırı’nda yapılan otomobil yarışı Türkiye’deki ilk otomobil yarışıydı. Şoförler Odası’nın düzenlediği gayriresmî yarışlarda otomobiller pistin etrafında 15 tur atmış, seyirciler de at yarışı izliyormuşçasına tempo tutmuştu.1
Türkiye’nin ilk resmî otomobil yarışı ise 17 Haziran 1932’de İstinye-Zincirlikuyu arasındaki asfalt yolda düzenlendi. Turing Kulüp ve Milliyet gazetesinin birlikte düzenlediği yarışların uluslararası kurallara uygun olarak, uzmanlardan oluşan bir hakem heyetinin gözetiminde yapılacağı duyurulmuştu. Yarışlarda taksi şoförleri, makam şoförleri, erkek amatörler ve kadın amatörler olmak üzere dört kategori vardı. Şoförler tek tek yarışacak, en iyi süreyle bitiren kendi kategorisinin şampiyonu olacaktı.2
Kadın amatörler kategorisine yalnızca 35 yaşındaki kemençe sanatçısı ve müzik öğretmeni Sâmiye Hanım (Morkaya) başvurmuş, kadın rakibi olmadığı için doğrudan şampiyon ilan edilmişti.3 Bir yıl önce Sofya’da düzenlenen Balkan Rallisi’ne de katılan Sâmiye Hanım sürücü ehliyeti alan ilk Türk kadınlarından biriydi.4 Uzun süredir hazırlandığı yarışa katılmadan şampiyon olmak içine sinmediği için hakem heyetine başvurdu ve erkek amatörler arasında yarışmak istediğini söyledi. Talebi kabul edilince 10 erkek rakibine karşı yarışıp dördüncü oldu. Yardımcı pilot koltuğunda ise kocası, gazeteci-yazar Burhan Cahit oturuyordu.5

ERKEKLERİN HEPSİNİ GEÇTİ
23 Haziran 1933’te yapılan ikinci yarışlara katılan tek kadın yine Sâmiye Hanım olunca bir kez daha kadınlar kategorisinin şampiyonu ilan edilmiş ve erkek amatörler arasında yarışmasına izin verilmişti. Seyircilerin büyük desteğini alan Sâmiye Hanım dokuz erkek rakibini geride bırakarak birinci olmayı başardı. Dokuz kilometrelik mesafeyi beş dakika 40 saniyede almış ve en yakın rakibi Sait Paşazade Vehbi Bey’e 17 saniye fark atmıştı.6
Yaklaşık bir ay sonra gazetelerde yarışmanın ikincisi Sait Paşazade Vehbi Bey’in mahkemeye başvurduğu haberleri çıktı. Vehbi Bey sonuçların iptal edilerek birinciliğin kendisine verilmesini istemişti. Yarışları düzenleyen Turing Kulüp’e yaptığı itiraz reddedilince mahkemeye başvurmak zorunda kaldığını söylüyordu. Vehbi Bey’e göre Sâmiye Hanım’ın kadın amatörler kategorisinde yarışması gerekirdi. Kadınlar kategorisine başka başvuru olmaması kendisini ilgilendirmezdi, organizasyonu Turing Kulüp’le birlikte düzenleyen Milliyet gazetesinin yayımladığı ralli şartnamesinde kadınların ayrı bir kategoride yarışacağı açıkça yazıyordu. Eğer şartname değiştiyse bunun yine Milliyet gazetesinde ilan edilmesi gerekirdi. Bu yapılmadığı için Sâmiye Hanım’ın birinciliği geçersizdi. Vehbi Bey kupayı kendisine vermesi için Sâmiye Hanım’a dava açarken, Milliyet gazetesinden de 250 lira tazminat istiyordu.7
31 Temmuz 1933’te yapılan ilk duruşmada Vehbi Bey taleplerini yineledi. Sâmiye Hanım’ın avukatı ise yarışın saygın bir hakem heyeti huzurunda yapıldığını hatırlatıyor ve spor müsabakalarında verilen hakem kararlarına mahkemede itiraz edilemeyeceğini savunuyordu. Mahkeme, yarışta görev yapan hakemlerin yetkilerinin tespit edilmesi için ertelendi.8

MIZIKÇI VEHBİ
Vehbi Bey hızını alamamış, Sâmiye Hanım’ın kocası Burhan Cahit hakkında da suç duyurusunda bulunmuştu. İddiasına göre Burhan Cahit, eşinin Bursa’da olduğu yalanını söyleyip eve gönderilen dava tebligatını birkaç kez geri çevirerek mahkemeyi geciktirmişti. Vehbi Bey’e bakılırsa, tebligatı götüren adliye mübaşiriyle Burhan Cahit’in konuşmasına tanık olan mahalle manavı “Eşinize az önce patlıcan verdim, kendisi Bursa’da değil evde” diyerek gerçeği ortaya çıkarmıştı. Savcılık bu iddiayla ilgili dava açılmasına gerek görmedi.9
İlk duruşmanın ardından Sâmiye Hanım, Vehbi Bey’le teke tek yarışmak için Turing Kulüp’e başvurdu. Gazetelere yaptığı açıklamada geçen seneki yarışlarda da kadınlar kategorisi iptal edildiği için erkek amatörler kategorisinde yarıştığını hatırlattı. O yarışlarda Vehbi Bey’in ikinci, kendisinin dördüncü olduğunu söylüyor, “Geçen sene de aynı şey oldu, o zaman neden itiraz etmedi?” diye soruyordu.10
Rakibinin meydan okumasına Vehbi Bey de gazeteler aracılığıyla yanıt verdi. Yeniden yarışmayı kabul ediyordu ama bir şartı vardı. Kendi kullandığı Buick marka otomobil, Sâmiye Hanım’ın yarıştığı Ford’dan çok daha ağırdı. Eğer kendi aracını hafifletmek için karoserini çıkarmasına izin verilirse yarışmayı kabul edebilirdi. Buna izin verilmiyorsa rakibi de kendisininkine yakın ağırlıkta bir araçla yarışmalıydı.11
Gazetelerin yakından takip ettiği atışmalar sürerken davanın ikinci duruşması yapıldı. Hakem heyetinin yetkileri hem yarışmayı düzenleyen hem de o dönemin otomobil sporları federasyonu görevini sürdüren Turing Kulüp’e sorulmuştu. Kulüpten gelen yanıtta hakem kararlarının kesin olduğu, yarışı Sâmiye Hanım’ın birinci bitirdiği bir kez daha tekrarlandı. Vehbi Bey ise hatayı yapanın hakem heyeti olmadığını, o nedenle davayı şartname değişikliğini ilan etmeyen Milliyet gazetesine açtığını söylüyordu. Sâmiye Hanım’ın avukatı ise “Eğer Vehbi Bey bir kupa istiyorsa bu Turing Kulüp ve Milliyet gazetesiyle arasındaki bir meseledir. Bunun Sâmiye Hanım’ın birinciliği ile ilgisi yok” dedi.12
İkinci duruşmada mahkeme heyeti birincilik kupasının maddi değerinin bilirkişi tarafından tespit edilmesine de karar vermişti. Vehbi Bey zaman kaybı olacağı gerekçesiyle buna itiraz etti ve mutlaka değer tespiti gerekiyorsa 10 lira gibi sembolik bir bedel belirlenmesini istedi. Mahkeme talebi uygun görünce kupanın değeri 10 lira olarak tespit edildi.13

KADIN ŞAMPİYON
31 Ağustos 1933’te yapılan son duruşmada mahkeme hem davacı Vehbi Bey’in hem de Sâmiye Hanım’ın lehine bir karar verdi. Sâmiye Hanım’ın birinciliğine dokunulmayacaktı ama Milliyet gazetesi Vehbi Bey’e de erkek amatörler kategorisinin kupasından verecek ya da kupa bedeli olan 10 lirayı ödeyecekti. Yarışma şartnamesinin değiştiğini ilan etmeyen Milliyet gazetesinin hatalı olduğuna karar verildiyse de Vehbi Bey’in gazeteden 250 lira manevi tazminat talebi reddedilmişti.14
25 Mayıs 1934’te yapılan sonraki yarışlarda Vehbi Bey yoktu. Sâmiye Hanım ise kadın amatörler kategorisinde yine yalnızdı. Bir kez daha mahkemelik olmaktan çekinen hakem heyeti bu defa erkeklerle yarışmasına izin vermemiş, kadınlar kategorisinde tek başına yarışıp kendi rekorunu kırmaya çalışmasını istemişti. Yarışı geçen yılki derecesinden 21 saniye daha kısa sürede bitirip kendi rekorunu kıran Sâmiye Hanım, birçok erkek yarışmacıdan daha iyi derece elde etmeyi başardı.15
ŞAMPİYONUN SON YARIŞI
1935’teki yarışlarda da tek kadın sürücü olan Sâmiye Hanım kendi rekorunu bir kez daha kırmak için çalışacaktı. O zamana kadar yardımcı pilotu olan kocası Burhan Cahit epey kilo almıştı. Sâmiye Hanım aracını hafifletmek için kocasının yerine daha zayıf olan Ali Bey’i yardımcı pilot koltuğuna oturttu ve yarışa başladı. Yeni bir rekor daha kıracak gibi görünüyordu ama bitime 800 metre kala otomobili yol kenarındaki bir ağaca çarpıp hendeğe yuvarlandı ve paramparça oldu. Sâmiye Hanım ve Ali Bey’in araçtan sağ çıkması mucizeydi. Hafif yaralanan Ali Bey kısa süre hastanede yattıktan sonra iyileşti. Sol kolunda çok sayıda kırık olan Sâmiye Hanım ise art arda ameliyatlar geçirecekti.16
Kolundaki sakatlık nedeniyle bir daha kemençe çalamayan ve yarışlara katılamayan Sâmiye Hanım, kazadan bir yıl sonra yeniden şoför koltuğuna oturdu ve 1972’de vefat edene kadar otomobil kullanmaya devam etti.17