İST'in 18. sayısı çıktı!

29 Mayıs 2024 - 11:09

İST'in 18. sayısı çıktı!

Yaz sayımız, Osmanlı'dan bu yana İstanbul'da şehir hayatının bir parçası olan sokak hayvanlarına odaklanan dosyamızla açılıyor. Hayvan hakları savunucularından gönüllülere pek çok isimle şehrimizin olmazsa olmazı sokak hayvanları için neler yapılabileceğini konuştuk. Kentin simge hayvanlarını anıp hayvan hakları tarihinin dönüm noktalarını sıraladık. 

Lozan Antlaşması'nın 101. yılındayız. Antlaşmanın yürürlüğe girmesiyle birlikte ilk nelerin gerçekleştirildiğini Taha Akyol'un kaleminden okuyacaksınız. Dumlupınar Meydan Muharebesi'ni takip eden yılda temeli atılan "Meçhul Asker Anıtı"nın hikâyesini ise Mustafa Kemal Paşa'nın törendeki tarihî konuşmasından kesitler de aktararak Prof. Dr. Şaduman Halıcı yazdı. Kıbrıs Barış Harekâtı 50. yılı vesilesiyle dergide yer buldu. 

İST'in yeni sayısında "on parmağında on marifet" birden fazla isim yer aldı. Çevirmen, dublaj sanatçısı ve Maya Sanat Galerisi gibi çığır açıcı bir mekânı hayata geçirmiş olan Adalet Cimcoz o isimlerden biri. Ülkemizde ve hatta dünyada karikatür denince hemen akla gelen Oğuz Aral'ı aramızdan ayrılışının 20. yılında dostlarının ve çalışma arkadaşlarının kaleminden okuyacaksınız. Mehmet Güreli, "on parmağında on marifet" bir diğer konuğumuz. Edebiyattan sinemaya, karikatürden müzisyenliğe pek çok alanda başarılı olmuş Güreli'yle Şafak Ongan buluştu. 

Hüseyin Rahmi Gürpınar, Yusuf Ziya Bahadınlı, İngiliz Kemal, Nazan Kesal ve Sarp Apak İST'in yeni sayısında öne çıkan diğer isimler. 

İST'i merkezi metro istasyonları, iskeleler ve İstanbul Kitapçısı şubelerinden ücretsiz edinebilirsiniz!

ist dergi
İstanbul
IBB
Kültür Sanat
Röportaj
Popüler Tarih
Tarih
dergi
Sayı 018

BENZER

Geçen kısmın özeti: Yıl 2071. Türkiye geçirdiği olumsuz tüm deneyimlerden dersini çıkartmış. Kendine gelmiş, tek yürek tek kenet olmuş, geleceğe umutla fırlamıştır. Her alanda ilerleyen ve gelişen Türkiye, ev kullanımı için özelleştirilmiş ilk insansı robotu üretmiştir...
Toprak, modernleşmenin peşinde onlarca yıldır üzerine beton döküle döküle İstanbul’un iyice çeperine itilmiş, daracık kalmıştı. Yetmezmiş gibi, genetiğiyle oynanmış tohum kullanılan ve tarım ilacına boğulan bilinçsiz bir üretimin pençesindeydi... Neyse ki yakın zamanda tersine bir rüzgâr doğdu. Bu yazıda yer verebildiğimiz Şile, Kilyos ve Silivri’deki alternatif çiftlik ve pazarların ortak noktası, toprakla haşır neşir yaşamaktan zevk duyan insanlar tarafından başlatılan girişimler olmaları.
Boğaz kıyısı, film gösterimleri, sessiz filmlere müzikleriyle eşlik eden müzisyenler, konserler...