Surname-i Muradiye

08 Haziran 2021 - 12:10

Surname-i Muradiye, Osmanlılara özgü olan ve kökeni düğün kayıt defterlerine dayanan Surname türünün, Nakkaş Osman ve atölyesi tarafından minyatürlenen en ünlü örneğidir. Eserde, 1582’de III. Murad’ın çocukları için düzenlenen ve yaklaşık 55 gün sürerek dünya tarihinin en uzun geçit ve eğlence töreni olarak bilinen sünnet şenliği anlatılır.

Aydın Ayan, karton üzerine guaj

Eserde, Doğu'dan ve Batı'dan davet edilen konuklar, esnaf loncasının Sultanahmet Meydanı’ndaki etkinlikleri, dünyanın farklı yerlerinden gelen hokkabaz ve çalgıcılar gibi farklı unsurlarla imparatorluğun ihtişamı ayrıntılı biçimde tasvir edilmiştir. Bu yönüyle Surname-i Muradiye, Osmanlı toplumunun sosyal ve ekonomik panoramasını ortaya koyan eşsiz bir belgedir.

Burhan Doğançay, mukavva üzerine kolaj

Surname, 1993 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “66 Kare – Geleneksel Kültüre Çağdaş Yorumlar” isimli projesi kapsamında çağdaş Türk ressamlarından Aydın Ayan ve Burhan Doğançay’ın eserleriyle yeniden yorumlanmıştı.

Surname-i Muradiye
Minyatür
Osmanlı
Burhan Doğançay
Aydın Ayan
Sanat
Güzel Sanatlar
IBB
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Sayı 006

BENZER

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras ilk dalga kadın hareketinin namlı ismi Nezihe Muhiddin, Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan da önce kurulan Kadınlar Halk Fırkası’nın ilk başkanıdır.
Mücevher tasarımcısı Avedis Kendir, dokuz yaşında kapısından adım attığı Kapalıçarşı’da çıraklıkla başlayan kariyerinde II. Elizabeth için mücevher de tasarlamış, çocukken hayranı olduğu Kristof Kolomb’dan esinlenerek yaptığı Santa Maria’sıyla İspanya’da, Kolomb’un naaşının bulunduğu Sevilla Katedrali’nde de yer almış. Hayallerini gerçekleştirmiş olsa da her sabah Cağaloğlu’ndaki atölyesinde aynı heves ve heyecanla geçiyor masasının başına. Çok sevdiği ülkesinden ve İstanbul’dan ilham almayı sürdürdüğünü söylemeden de geçemiyor.
Toprak, modernleşmenin peşinde onlarca yıldır üzerine beton döküle döküle İstanbul’un iyice çeperine itilmiş, daracık kalmıştı. Yetmezmiş gibi, genetiğiyle oynanmış tohum kullanılan ve tarım ilacına boğulan bilinçsiz bir üretimin pençesindeydi... Neyse ki yakın zamanda tersine bir rüzgâr doğdu. Bu yazıda yer verebildiğimiz Şile, Kilyos ve Silivri’deki alternatif çiftlik ve pazarların ortak noktası, toprakla haşır neşir yaşamaktan zevk duyan insanlar tarafından başlatılan girişimler olmaları.