Şehremini Göztepe'de vuruldu

Fotoğraf
Erol Gezeroğlu Arşivi
23 Şubat 2024 - 09:32

“... Böyle ikindi vakti, / Göztepe İstasyonu’nda çıt olmaz. 
Ve ekser zaman, / oturur hep aynı sırada tek başına, / bir harem ağası1 
Çok uzun boylu, çok zayıf / Son kalanlardan, en ihtiyarı. 
Beton villalar, / Geçti çığlıklarla 15:45 katarı…”2 

Nâzım Hikmet, “Memleketimden İnsan Manzaraları” şiirinde “... Böyle ikindi vakti, / Göztepe İstasyonu’nda çıt olmaz” diye yazar ama takvim 1906 yılının 23 Mart Cuma gününü gösterdiği sırada Göztepe İstasyonu’nun sakinliğini peş peşe ateşlenen silahların sesleri bozar. Saat 18.10’dur ve gün batmak üzeredir… 

İstanbul’da 16 yıldır (1890-1906) belediye başkanlığı yapan 51 yaşındaki Rıdvan İsmail Paşa, Padişah II. Abdülhamid’in Yıldız Hamidiye Camii’ndeki Cuma selamlığına katıldıktan sonra camiden ayrılır. Haydarpaşa’dan bindiği trenin vükela vagonunda yol boyunca oğlu Rıdvan’la sohbet eder. Tren Göztepe İstasyonu’nda durunca sakin adımlarla istasyonun yanındaki sokağın başında her Cuma âdet olduğu üzere bekleyen faytonuna doğru ağır adımlarla yürümeye başlar. Tam faytona binmek üzereyken dört kişi tarafından çapraz ateşe tutulan Rıdvan Paşa hemen oracıkta can verir. Oğlu Reşat yara almadan kurtulur. Rıdvan Paşa’ya sekiz kurşun sıkan katiller meraklı kalabalığın arasından sakince sıyrılarak bir faytona binip hızla uzaklaşır.

Zaptiyelerce kısa sürede yakalanan katiller karakoldaki ifadelerinde Rıdvan İsmail Paşa’yı bilerek, isteyerek ve tasarlayarak öldürdüklerini söyler. Olayı haber alıp karakola gelen Üsküdar- Kadıköy kumandanı Ali Şamil Paşa “Bunlar tütün kaçakçısıdır” diyerek katillerin ellerini çözdürüp komutanı olduğu Selimiye Kışlası’na götürür. Rıdvan İsmail Paşa’yı katleden dört kişi bir gün sonra serbest bırakılır. 

Peki ama bu cinayet neden işlenir, Rıdvan İsmail Paşa neden vurulur? Bunu anlamak için tarihte biraz geriye gidelim.

ALİ ŞAMİL PAŞA

BEDİRHANÎLER’İN İSYANI VE GİRİT SÜRGÜNÜ 

Doğu’daki emirlikleri merkezî otoritenin altına almak isteyen Sultan II. Mahmud’un ordusu 1839 yılında Nizip’te Mısır ordusuna karşı ağır bir yenilgiye uğrar. Bunu fırsat bilen Botan Emiri Bedirhan Bey’in de içinde bulunduğu Kürt aşiretler bölgede isyan başlatır. Bu arada II. Mahmud yenilgi haberini alamadan vefat etmiş, yerine 16 yaşındaki oğlu Abdülmecid geçmiştir. Bedirhan Bey’in üzerine gönderilen Müşir Osman Paşa komutasındaki ordu isyanı bastırır. İngilizlerden yardım, İran’dan sığınma isteği karşılıksız kalan Bedirhan Bey çaresiz Osmanlı kumandanına teslim olur. İstanbul’a getirtilen Bedirhan ailesinden toplam 110 kişi daha sonra Girit’e sürgüne gönderilir. Bedirhan Bey’in Girit’te 16 yıl süren sürgün hayatı Sultan Abdülaziz’in tahta geçmesiyle son bulur. İstanbul’a gelmesine 1863 yılında izin verilen 14 eşli 42 çocuklu Bedirhan Bey kalabalık ailesiyle Fatih’te bir konağa yerleşir. Çocukları ve torunlarına Mekteb-i Sultani’de okuma ayrıcalığı verilir. 

Bedirhanî ailesi II. Abdülhamid döneminde İstanbul’a uyum sağlar, Mekteb-i Sultani’de okutulan çocuklar devletin önemli kademelerinde göreve gelir. Öyle ki Bedirhan Bey’in kardeşi, Rıdvan İsmail Paşa cinayetini azmettiren Abdürrezzak Bey, mabeyn mütercimi ve Şûrâ-yı Devlet azası, Bedirhan Bey’in oğlu Hazret-i Şehriyari Ali Şamil Paşa da Üsküdar-Kadıköy kumandanı olur. 

Abdürrezzak Bey’in eşlerinden biri yağmurlu bir günde Şişli’deki konağına dönerken araba sokağın başında çamura saplanır. Konağa kadar olan mesafeyi çamur içinde yürümek zorunda kalan kadın Abdürrezzak Bey’e serzenişte bulunur.

Uzun zamandır yolun yapımı için Şehremaneti’ne verdiği dilekçelere cevap alamayan Abdürrezzak Bey, Şişli’deki kaldırım ve yollar elden geçirilirken Rıdvan İsmail Paşa’ya kâhyasıyla haber gönderse de “yeterli malzeme yok” diye geri çevrilir. Bu cevaba gücenen Abdürrezzak Bey adamlarından Rıdvan Paşa’nın kâhyası Ahmet Ağa’yı derdest edip getirmelerini ister. Amacı sokak yapılana kadar Ahmet Ağa’yı konağında rehin tutmaktır. 

Rıdvan Paşa da emrindeki 150 kadar belediye hizmetlisini Ahmet Ağa’yı kurtarmak için gönderir. Kazma kürek eşliğinde çıkan çatışmada silahlar da patlar. Yaralananlar olur ama Ahmet Ağa rehinlikten kurtarılır. 

Olay Yıldız Sarayı’na aksedince II. Abdülhamid her iki tarafa da barışmaları yönünde telkinde bulunur. Ertesi gün 150 belediye hizmetlisi sürgüne gönderilir. 

Abdürrezzak Bey’in konağında yapılan toplantıda Rıdvan Paşa için ölüm kararı çıkar. Ali Şamil Paşa amcasını kararından vazgeçirmek için Rıdvan Paşa’yı herkesin içinde tokatlamayı önerse de Abdürrezzak Bey’in kini geçecek gibi değildir. Kiralanan dört adamı Rıdvan İsmail Paşa’yı öldürmek için görevlendirir.

RIDVAN İSMAİL PAŞA’NIN ÖLÜM EMRİNİ VEREN ABDÜRREZZAK BEY

HALİDE EDİB ADIVAR’IN ÜVEY BABASI 

Yazar Halide Edib Adıvar, Mor Salkımlı Ev adlı kitabında olayı şöyle anlatıyor: “Bir akşam babam Saray’dan alışıldığından önce, yüzü büyük bir keder içinde döndü. Rıdvan Paşa’nın, Ali Şamil Paşa’nın evinden uzak olmayan bir yerde öldürülmüş olduğunu söyledi. Katiller Üsküdar komutanı olan Ali Şamil Paşa’ya getirilmiş, bir gece hapsedilmiş fakat Abdürrezak’ın müdahalesi ile serbest bırakılmıştı. Bu, tabii Sultan Hamid’in huzurunu kaçırmış ve Ali Şamil Paşa başta, bütün Bedirhanîleri yakalamışlar, Ali Şamil’in eline zincir vurularak o gece Trablusgarp’a sürmüşlerdi.”3

Bu olay Halide Edib’i de ilgilendirmektedir çünkü Ali Şamil Paşa, Halide Edib’in üvey babasıdır. Halide Edib’in annesi Berfidem Hanım 15 yaşında ilk evliliğini Ali Şamil Paşa’yla yapar. Bu evlilikten Mahmure adlı bir kızları olur ama evlilikleri uzun sürmez. Berfidem Hanım daha sonra Yıldız Sarayı ceyb-i hümâyun kâtibi Mehmet Edib Bey’le evlendirilir, Halide Edib’i doğurduktan sonra birkaç yıl sonra veremden vefat eder. 

BEDİRHANÎLER İSTANBUL’DAN SÜRÜLÜYOR 

Rıdvan İsmail Paşa, şanına uygun bir cenaze töreni yapıldıktan sonra Beşiktaş’taki Yahya Efendi Dergâhı’nın haziresine defnedilir. II. Abdülhamid, en güvendiği adamının öldürülmesine önce sessiz kalır. Sadrazam Avlonyalı Ferit Paşa’nın öne çıkmasıyla soruşturma başlatılır. Abdürrezzak Bey olayla ilgisi olmadığını iddia etse de konağında yapılan aramada cinayette kullanılan tabancalar bulunur. Sonunda Yıldız Sarayı’ndan sürgün fermanı çıkar. Bedirhanî ailesinden 160, onlarla irtibatlı toplam 3.000 kişi Galata açıklarında bekleyen Mekke ve Şevket-i Derya gemilerine bindirilerek sürgüne gönderilir. Abdürrezzak Bey ve Ali Şamil Paşa Trablusgarp’ta zindana konur, diğerleri Rodos, Şam, Akka, Yemen ve Taif’e dağıtılır. 

İki yıl sonra II. Meşrutiyet’in ilanıyla tüm sürgünler için af çıkar. Bedirhanîler tekrar İstanbul’a döner. Bu arada Ali Şamil Paşa sürgünde vefat etmiştir.

DARÜLBEDAYİ’NİN DOĞUŞU 

Rıdvan Paşa’nın suikastten yara almadan kurtulan oğlu Reşat Rıdvan, Hariciye kaleminde I. sınıf memur ve Şûrâ-yı Devlet maliye dairesi üyesidir ama gönlü tiyatrodadır. Günlerinin çoğunu tuluat sanatının önemli isimlerinden Abdürrezzak Abdi ve Mınakyan’ın tiyatrosunda geçirmektedir. Rıdvan Paşa’nın Tepebaşı’nda açtığı yazlık ve kışlık tiyatro ilgisini daha da artırır. Reşat Rıdvan dönemin ünlülerinden Sarah Bernhardt, Gabriella Réjane ve Comedie Française sanatçılarının, Fransız, İtalyan, Viyana opera temsilcilerinin, ünlü tiyatro gruplarının yeni açılan tiyatroya getirtilmesini sağlar. 

Rıdvan Paşa sağlığında oğlunun tiyatroya olan ilgisinden hoşnut değildir ve nasihatleri fayda etmeyince çareyi Türkçe oyunları yasaklamakta bulmuştur. Reşat Rıdvan ise babasının ölümünden sonra kalkan yasakla birlikte tiyatro dünyasına hızlı bir dönüş yapar. Sahne-i Millîye-i Osmaniye adlı bir tiyatro grubu kurar, turnelere çıkar, oyunlar sahneler. Belediye Başkanı Cemil Topuzlu’nun görevlendirmesiyle Şehzadebaşı’ndaki Letafet Apartmanı’nda bugünkü Şehir Tiyatroları’nın atası olan Darülbedayi’nin kuruluşunda yer alır, önemli görevler üstlenir. Bu arada yönetmen Weinberg’in işgal kuvvetleri tarafından sınır dışı edilmesinden dolayı yarım kalan Himmet Ağa’nın İzdivacı filmini tamamlar. 

Babasından kalan tüm mirası tiyatro uğruna harcayan Reşat Rıdvan 1919 yılında vefat eder. Rıdvan İsmail Paşa’nın kızı Nuriye’nin eşi İsmail Canbolat İzmir’de Atatürk’e suikast düzenleyenler arasında olduğu iddiasıyla idam edilir. Diğer kızlarından Hatice Hanım, gazeteci-yazar Ercüment Ekrem Talu’yla, Fatma Hanım ise Gazi Ethem Paşa’nın oğlu İzmir Milletvekili Hasan Vasfi Menteş’le evlenir.

RIDVAN İSMAİL PAŞA

İSTANBUL’DA RIDVAN İSMAİL PAŞA DÖNEMİ 

Şehremini Rıdvan Paşa’nın 16 yıl (15 yıl, 5 ay, 19 gün) İstanbul’u yönetmesi II. Abdülhamid’le uyumlu çalıştığının bir göstergesi. Süreyya (İlmen) Paşa anılarında İstanbul’da temel gıda maddelerinin fiyatının arttığı zaman Padişah’ın kıyameti kopardığını, Rıdvan Paşa’nın artan fiyatlara kanunla değil fiilî icraat göstererek hemen müdahale ettiğini yazıyor. Kasaplar etin okkasını 5 kuruştan 7 kuruşa çıkarınca Rıdvan Paşa Taksim, Eminönü, Beyazıt ve Fatih meydanlarında okkası 5 kuruştan et sattırır, üç gün et satamayan kasaplar tekrar eski fiyattan satmaya mecbur kalır. 

Tepebaşı’ndaki yazlık ve kışlık tiyatro, Kadıköy Hasanpaşa Gazhanesi Rıdvan Paşa döneminde kurulur. 1894 yılındaki büyük depremden sonra şehrin imarı için çalışan Rıdvan Paşa yol ve meydan düzenlemelerine ayrı bir önem verir.

Depremden bir yıl önce Hasköy’de çıkıp şehre yayılan salgın vakasında başı epeyce ağrımış. 

İstanbul halkı önceleri salgını Rıdvan Paşa’nın hükûmetten daha fazla para istemek için uydurduğuna inanır. Hükûmet ise salgının tespiti için Paris’teki Pasteur Enstitüsü’nden yardım ister. Enstitü’nün gönderdiği Dr. André Chantemesse üç ay kaldığı İstanbul’da salgının kolera olduğunu tespit ederek içme sularının yakınındaki yerleşim birimlerinin kaydırılmasını tavsiye eder. Bu tavsiyeye uyularak bentlerin yakınında yer alan Belgrad Köyü Bahçeköy’e taşınır ve Üsküdar, Tophane ve Çemberlitaş’ta giysileri ve eşyaları basınçlı su buharıyla dezenfekte eden tebhirhaneler kurulur. 

Rıdvan Paşa salgınla mücadele ederken Şair Eşref’in diline düşmekten kurtulamaz. 

Hastalıklar şüphelendi celp olundu Şantemes Şehremini var iken mikrop aramak pek abes Çünkü mikroptan beter hazineyi etti kafes Hurdebine hiç lüzum yok var iken böyle teres…4

ABDÜRREZZAK BEY GİBİ BELEDİYEDEN ŞİKÂYETÇİ OLAN DR. İBRAHİM PAŞA’NIN DİLEKÇESİNDEKİ ŞİŞLİ MEYDANI. SÜVARİ KARAKOLU’NUN YERİNDE BUGÜN ŞİŞLİ CAMİİ VAR

ŞİŞLİ’NİN ÇAMUR SOKAKLARI 

1870 yılında çıkan ve bugünkü Beyoğlu’nun 3/2’sini yok eden Pera Yangını’ndan sonra şehir Harbiye Osmanbey yönüne doğru, Taksim Meydanı’ndan Mecidiyeköy’e taşınan mezarlıklara kadar dayanır. O yıllar hâliyle belediye hizmetlerinin emekleme dönemidir. Tüm Şişli sokakları yağmur sonrası balçık içinde kalmaktadır. Abdürrezzak Bey gibi Hamidiye Himaye-i Etfal Hastanesi’nin kurucu baştabibi Dr. İbrahim de belediyeden şikâyetçidir. Dr. İbrahim belediyeye verdiği dilekçelere cevap bile verilmediği için ümidini kesip çareyi Yıldız Sarayı’nda aramaya karar verir. Dr. İbrahim dilekçesine bugünkü Şişli Meydanı’nın çamur içindeki bir fotoğrafını da ekleyecektir. 

II. Abdülhamid’in kuşpalazı olan küçük kızı Hatice Sultan’a saray hekimleri bir türlü teşhis koyamadıkları için Almanya’da ihtisas yapmış bahriye hekimlerinden kolağası İbrahim Bey Padişah’a tavsiye edilir. Dr. İbrahim Bey, muayene sonrasında Hatice Sultan’ın çok az ömrü kaldığını söyler. Ertesi gün vefat eden Hatice Sultan, Beşiktaş Yahya Efendi Dergâhı haziresine defnedilir.

II. Abdülhamid, bu açık sözlü genç hekimi Saray’a davet ederek binbaşılığa terfi ettirir. İbrahim Bey, padişaha Alman Kayzer’i II. Wilhelm’in yeni yaptırdığı çocuk hastanesinden söz ederek Şişli’de bir çocuk hastanesi yapılması isteğinde bulunur. 

Saray’ın başmimarı Raimondo D’Aronco’nun Berlin’deki Kaiser un Kaiser’in Friedrich Kinderkhanderhaus Hastanesi’ni örnek alarak tasarladığı Hamidiye Himaye-i Etfal Hastanesi’nin açılışı 2 Haziran 1898’de yapılır. Baştabipliğine de Dr. İbrahim Bey getirilir.

GÖZTEPE TREN İSTASYONU, 1929 KIŞI

GÖZTEPE TREN İSTASYONU 

Haydarpaşa-Pendik tren hattı planlandığı zaman henüz Göztepe diye bir semt yoktur. Yalnızca semtin adını aldığı erenlerden Gözcü Baba’nın türbesi çevresinde birkaç ev vardır. Göztepe semti gelişimini istasyonun hemen yanında bir camisi bulunan Kemahlı Tütüncü Mehmet Efendi’ye borçludur. Mehmet Efendi ordunun tütün ihtiyacını sağlayan bir tüccardır. Cibali’deki tütün fabrikasını Reji İdaresi’ne satarak eline geçen muazzam miktardaki para (95.000 altın) ile Göztepe’de 1.000 dönüm arsa satın alır. Parsellere ayırdığı arsaları II. Abdülhamid döneminin paşaları ve devlet görevlilerine pazarlamasıyla Göztepe semti ortaya çıkar. 

Kısa zamanda birbirinden ince zevklerle inşa edilen köşklerle donatılan Göztepe’ye hâliyle bir istasyon yapılması gerekir. İstasyon yapılır ama yağmurlu ve karlı havalarda tren Feneryolu Yokuşu’nu tırmanmakta zorlanmaktadır. Tren yolunun kotu 5-6 metre düşürülür. Bu kez de iki katlı ahşap istasyon binası zeminden yukarıda kalır. 1914 yılında tren köprüsünün üzerine yeni bir kâgir istasyon binası yapılır, eski istasyon binası da lojman olarak kullanılır. Marmaray’ın hizmete açılmasıyla terk edilen yeni istasyon binası bugün sanat galerisi olarak kullanılıyor. 

DİPNOT

1 Nâzım Hikmet’in şiirinde bahsettiği “çok uzun boylu, çok zayıf harem ağası” II. Abdülhamid’in musahibi Nadir (Açıkalın) Ağa’dır. II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sonra Göztepe’ye yerleşen Nadir Ağa, Göztepe İstasyonu’na yakın, bugün kendi adıyla anılan sokakta bir köşk yaptırmış. 
2 Nâzım Hikmet (2017): Memleketimden İnsan Manzaraları, Yapı Kredi Yayınları. 
3 Halide Edib Adıvar (1985): Mor Salkımlı Ev, Atlas Kitapevi. 
4 Umur Talu (2020): Senin Adın Corona Olsun, Literatür Yayıncılık. 

KAYNAKÇA 

Civelekoğlu, Levent (26 Ekim 2014): "23 Mart 1906; Göztepe'de fail-i mâlum bir cinayet!.” https://lcivelekoglu.blogspot.com/ search?q=R%C4%B1dvan+%C4% B0smail+Pa%C5%9Fa (Erişim Tarihi: 15.11.2023). 

Adıvar, Halide Edib (1985): Mor Salkımlı Ev, Atlas Kitapevi. 

https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/ bilgi/resat-ridvan-1873-74-1919/ (Erişim Tarihi: 15.11.2023) 

Altan, Ahmet (2017): Kılıç Yarası Gibi, Everest Yayınları. 

Gezeroğlu, Erol (2021): Tepe Tepe İstanbul, İBB Yayınları, İstanbul 2021. 

İlmen, Süreyya (1951): Zavallı Serbest Fırka, Muallim Fuad Gücüyener Yayınları. 

Uzun, Mehmet (2007): Kader Kuyusu, İthaki Yayınları.

Rıdvan İsmail Paşa
İstanbul
Tarih
Şehremini
Bedirhâniler
Darülbedayi
Halide Edib
Halide Edip Adıvar
Erol Gezeroğlu
Sayı 017

BENZER

Roma döneminde İstanbul’un meydanları ne gibi özelliklere sahipti, neye hizmet ediyordu? Kentimizi bu dönemde özel kılan belli başlı “forum”lar üzerinden anlatmaya çalıştık.
Dört yaşında şarkı söylemeye başlayan, Anadolu popun ilk özgün yapıtını dinleyiciyle buluşturan (“Burçak Tarlası”) ancak 1966 yılında hayat arkadaşıyla birlikte doğup büyüdükleri topraklara veda etmek zorunda kalan Tülay German, hâlen Paris’teki mütevazı dairesinde sayısız şeye küskün bir ruh hâliyle münzevi bir hayat sürüyor. Kapısı, penceresi ve ev telefonu sadece güvendiği birkaç kişiye açık…
Centilmenliğin ve efendiliğin esas alındığı, kavga dövüşün esamesinin okunmadığı, müzisyenlerden oyunculara pek çok “medyatik” ismin de yer aldığı bir platform EfendiLig. Futbolu takip etmeyi de futbol oynamayı da seven insanların top koşturduğu bu oluşum 10 yılı geride bırakmış durumda üstelik…