Memleketimizde spor dergiciliği -tüm diğerlerinde olduğu üzere- Meşrutiyet’i takiben 1910 senesinde Babıali’de başladı. O zamana dek yabancı, ekalliyet veya Türkçe gazetelerde düzensiz bir biçimde yayımlanan spor haberleri ilk defa derli toplu, konu başlıkları marifetiyle rahat okunacak bir surette spor meraklılarının beğenisine sunuldu.
Devrin en popüler spor branşı olan futbolu kendisine isim olarak seçen dergi, hem zamanın ekonomik koşullarından ötürü hem de modern sporların özellikle Müslüman-Türk unsurlarda daha çok yeni tanınması nedeniyle uzun soluklu olmadı.
İstanbul’da -hatta kuvvetle muhtemel tüm memlekette- yayımlanan ilk spor mecmuası olan Futbol’un toplam 7 sayıdan oluşan yayın hayatı 28 Eylül 1326 (11 Ekim 1910) ila 17 Teşrin-i Sânî 1326 (30 Kasım 1910) tarihleri arasına denk gelmişti.
Mecmuanın künyesinde imtiyaz sahibi olarak Mustafa Ziya Bey’in adı yazılı. Sermuharrir yani başyazarıysa Ali Macid Bey. Yine ilk sayfanın üst tarafındaki künyede derginin adresi “Bâb-ı Âli Caddesi 77 numaralı İktisat Kütüphanesi” olarak verilmiş.
Mecmuanın başlık altına yazılan yazısı: “Şimdilik haftada bir intişar eder [yayımlanır] spor gazetesidir.” Baskı yeri Bekir Efendi- Karagöz Matbaası, Dersaadet, Vezirhan olan derginin ilk sayısı 20 paradan satışa çıkartılmış. Abonelik bedeliyse İstanbul’da altı aylığı 10 kuruş, “Taşra için yalnız posta ücreti ilave olunur” diye bir not düşülmüş. Önceleri haftada bir, 6. sayıdan sonra 15 günde bir yayımlanan derginin yayın yeri de İstanbul’dur.
Futbol dergisinin birinci sayısının kapağında dönemin yıldız oyuncusu Hasan Basri Bey’in stüdyoda alınmış bir fotoğrafı vardır. Fotoğrafın altında “Galatasaray kulübünün enmuzec [örnek gösterilen] müdafii [savunma oyuncusu]” yazar.
Aynı sayfada -daha önce açıklanmasına rağmenbu sayıda Fransızca bir sayfa yayımlayamadıkları için bir özür yazısı ve “Takdim-i Meslek” başlığı altında derginin yayımlanma gayesi anlatılıyor. Şimdiye kadar spora ait hiçbir gazetenin yayımlanmamış olmasının üzücü olduğu, sporun geçip giden zaman içinde pek çok türler geliştirdiği, İstanbul gibi yüksek kültür barındıran bir yerde hayat bulmuş olduğu belirtiliyor. Özetle yazıda Meşrutiyet öncesi “İstibdat Devri”nde bir spor gazetesi veya risalesinin yayımlanmamış olması anlaşır olsa da Meşrutiyet’in ilanından bu kadar sene geçmesine rağmen hâlâ bir mecmuanın yayımlanmaması son derece şaşırtıcı bulunuyor.
Mecmuanın ikinci sayfasında Burhan Felek Bey'in (Başlarda yazılarını, Üsküdarlı Burhaneddin ve Üsküdarlı Mehmed Burhaneddin imzasıyla yazdı.) “İlk Söz” başlıklı bir mukaddimesiyle sporun ne denli faydalı ve sosyal bir uğraş olduğunu anlatan “Sporun Muhassenat-ı İçtimaiyesi”1 başlığı altında bir tefrikanın ilk bölümü yayımlanmış. Yazarların üstadı Burhan Felek, henüz 21 yaşındayken gazeteciliğe yeni adımını attığı senelerde ilk spor dergisinin “İlk Söz”ünü yazma onuruna erişiyor ve gelecekte ne denli büyük bir gazeteci olacağını ta o senelerde belli ediyordu. Burhaneddin Bey, görünen o ki Mustafa Ziya Bey’i ikna ederek İstanbul ve Türkiye’nin ilk spor dergisinin yayılmasına önayak olmuştu. Burhan Felek Bey bu “İlk Söz”ünde memlekette mevcut bulunan futbol karşıtlığını da anlatmış. Karşıtlıklar olsa da oyuna cesaretle devam edilmesini belirtmiş: “... İngiltere’de şimendöfer, Almanya’da matbaa ortaya çıktığında karşı olanlar çoğunluktaydı, ama zaman, o taassupları [bağnazlığı] bertaraf etti. Futbol da böyle olacaktır ve futbol artık yolunu almıştır...”
Üçüncü sayfada ise “Pazar Günkü Müsabakalar” başlığı altında Kadıköy Union Club’da icra edilen futbol ve atletizm yarışmaları hakkında okurlara ayrıntılı haber verilmiş. Dergi bu bölümde Galatasaray ile Strugglers2 futbol takımları arasında yapılan maçı şu lezzetli anlatımla okurlarına aktarmış: “Şimdi futbol meraklılarının kulaklarında topun sadâyı ahenkdarı [ahenkli sesi] çınlıyor. Bu rüyâ-yı nâzeninden tahassül eden zevk-i mesti [hoş bir rüyadan ortaya çıkan sarhoşluk zevki] onların vücud-ı merak-ı âverlerini garip bir hiss-i harir-i meserretle uyuşturuyordu [sahip oldukları merakla vücutlarında oluşan ipeksi histen oluşan neşeyle]. Artık sıranın “futbol”a gelişi onlar için büyük bir saadet vâsi bir sevinç teşkil ediyordu...”
Fransızca yayımlanması beklenen ancak ilk sayıda Türkçe olarak basılan dördüncü ve son sayfada ise “Futbol Müntesiplerinden4 Bir Rica” başlığı altında okurlardan dergiyi satın almaları ve okumaları, kısaca derginin yaşaması için yardımcı olmaları istenmiş.
Futbol mecmuasının son sayfası ikinci sayıdan itibaren -söz verildiği üzere- Fransızca yayımlanmaya başlandı. Her ne kadar teknik olanaksızlıklar nedeniyle dördüncü sayıda Fransızca sayfa yayımlanamamışsa da en azından geri kalan beş sayıda bu vaziyete uyuldu. Bu son sayfada, genellikle ilk 3 sayfada verilen spor havadislerinin bir özeti verilmeye çalışılmıştı.
Futbol dergisi yayımladığı toplam 7 sayının her birinin kapağına farklı fotoğraflar koydu. İkinci sayısında yine Galatasaray kulübünden “Şutlarından Emin Bir Futbolcu; Emin Bey” alt yazısıyla Emin Bülend Bey’in fotoğrafı olan derginin üçüncü sayısında “Bir Nadire-i Kuvvet” fotoğraf altı yazısıyla Kurtdereli Mehmed Pehlivan’ın kispet giymiş bir surette güzel bir görseli yer alıyordu.
Mecmuanın dördüncü sayısına bu sefer kuşak sarılı bir hâlde yine Kurtdereli Mehmed Pehlivan, “Cihan Pehlivanı” sıfatıyla, beşinciye ise Galatasaray ile Strugglers kulüpleri futbol takımlarının Union Club Stadyumu’nda birlikte çekilmiş bir fotoğrafı konulmuştu.
Derginin altıncı sayısının kapağında “Galatasaray Lisesi Terbiye-i Bedeniye Muallimi Ali Faik Bey”, son sayısında ise “Muallim-i Muhterem Selim Sırrı Bey” alt yazısıyla Selim Sırrı (Tarcan)’ın takım elbiseli bir fotoğrafı bulunuyor.
Futbol mecmuası isminden de anlaşılacağı üzere futbol haberlerini hemen her sayısında yayımlıyordu. 1910 senesinde futbolun merkezi Kadıköy Union Club’tü. Üçüncü sayıda da “Ünyon Kulüp” başlığı altında bir futbol maçı haberi verilmiş:5
“Osmanlı Donanması menfaatine olarak Kadıköy Ünyon Kulüp’te spor müsabakaları icra edileceğini geçen nüshamızda yazmış idik. Bu müsabakaların en mühimi Galatasaray-Strugglers futbol maçı idi. Çünkü geçen musaraada [çarpışmada] Strugglers galip gelmiş, Galatasaray da ikinci bir maça diş bilemekte bulunmuş idi ki, geçen pazar günü şu iki rakip kulüp çarpışacağı takarrür etti. O gün Galatasaray oyuncuları kâmilen ispat-ı vücut eylediği [tamamen sahada olduğu] hâlde Strugglers kulübü gelmemiş binâenaleyh kaidaten [kurallar gereği] mağlup addedilmiştir. Bilahare Galatasaray oyuncuları boş durmamak için Fenerbahçe kulübüyle egzersiz yapmışlardır.”
Dergi ayrıca mektepler arasında yapılan futbol maçlarını da okurlarına haber olarak veriyordu. 27 Teşrin-i Evvel 1326 (9 Kasım 1910) tarihli beşinci sayıda iki ecnebi mektep arasında icra edilen bir futbol müsabakasının haberi var: “Alman Mektebi talebesiyle Sen Benua [Saint Benoit] oyuncuları arasında futbol müsabakası icra edilmiştir. Mübarezeleri [mücadeleleri] neticesinde her iki taraf birer ‘maksat’ [gol] yaparak berabere kalmışlardır.”
Yine aynı sayıda, yukarıdaki haberin altında “Havadislerimiz” başlığıyla önemli bir haber daha var. İstanbul Ligi 1910-11 sezonu maçlarının başlamasına yakın yayımlanan bu haberde hangi maç veya maçların icra edileceği anlatılıyor: “Bu haftaki müsabakanın Galatasaray- Kadıköy veya Kadıköy-Strugglers kulüpleri beyninde icra edileceği söyleniyor. Kesret-i şayiatın [söylentilerin çokluğunun] cereyanına bakılırsa Galatasaray-Strugglers ilk defa olarak çarpışacaklarıdır. Herhâlde hangi taraf olursa olsun heyecan-âver [heyecan veren] olacaktır. Çünkü tarafeyn [her iki taraf] kuvve-i mütekabilelerini [karşılıklı güçlerini] ilk olarak birbirlerinde tecrübe edeceklerdir.”6
2 Kasım 1910 tarihinde dördüncü sayısı yayımlanan mecmuanın üçüncü sayfasında “Pazar Günkü Müsabakalar” başlığı altında çıkan haberde, Union Club’de düzenlenen atletik yarışlar hakkında malumat veriliyordu. Bu yarışlardan biri de sıkı adım yürüyüş müsabakasıydı. Müsabakaya katılan atletler arasında genellikle kulüplerin atletik futbolcuları yer alıyordu. Galatasaray’ın kalecisi Ahmed Robenson Bey yarışın birinciliğini alırken Anadolu adındaki bir kulüpten -ki bu ilk defa basında yer alıyordu- Sadullah Efendi adında bir atletin de ismi geçiyordu. Sadullah Efendi yarışın sonunda dereceye giremedi. Bununla birlikte kulübünün adını bütün İstanbul’a duyurmuş oldu.7 Dergi sadece futbol haberleri yayımlamıyordu. Örneğin dördüncü sayıda devrin önemli spor branşlarından biri olan halat çekmeye de yer verilmişti:8 (...) Şimdi Galatasaray’la Strugglers arasında halat çekilecekti. Düdükle beraber Strugglers tarafının yenilmesi bir oldu. Bu anda onlar da kurnazlık ederek ipi bırakıverince Galatasaraylılar birbirinin üzerine yıkıldılar. Kimi altta kimi üstte kaldı. Bu hâl herkesin kahkahatını (kahkahalarını) mucip oldu...
Futbol dergisi yedinci sayısını da yayımladıktan sonra yayın hayatına son vermek zorunda kaldı. Dergi maalesef İstanbullu okuryazarlar arasında yeterli ilgiyi göremedi. Beşinci sayıda “Bir Sem-i Teessür”9 başlığıyla doğrudan doğruya okurlara hitap ve bir nevi teessüf ediliyordu. Makalenin baş kısmı şöyleydi:10 “Gazetemizi çıkardığımız zaman öyle vâsi emeller, göreceği rağbetler hakkında öyle tevsi [geniş] hizmete medar olacak düşünceler tasavvur ediyorduk ki bugün onların aksi ruy-i bi-muavenetleri [yardım etmeme tarafları] karşısında mazi-i müşaşaı [şaşalı geçmişi] yıkılmış, yalnızlıktan müteessir, sade bir içtihadiyetin ileride gösterebileceği muvaffakiyat-ı terakki [başarılı ilerleyişler] ile müteselli...”
Bu kötü gidişe, yedinci ve son sayıda “Futbol, ebediyen idame-i hayatını temin için bundan böyle on beş günde bir defa intişar edecektir [yayımlanacaktır]” diye kalın harflerle yazmasına rağmen bir daha yayımlanmadı.
Esasen derginin ömrünün kısa olacağı altıncı sayıda yayımlanan bir makalede belli oluyordu. Futbol karşıtlarının bu güzel spor hakkındaki düşünceleri maalesef derginin geleceği hakkında da olumlu işaretler vermiyordu. Osmanlı Devleti ve İstanbul’un ilk spor dergisi böylece yayın hayatına son vermiş oldu. Eğer bu dergi bir müddet daha yayımlanabilseydi, özellikle İstanbul Ligi’nde karanlıkta kalan pek çok mevzu gün yüzüne çıkabilecek, gerek futbol gerek atletizm gerekse erken dönemde icra edilen oyunlar, olimpik ve modern spor dallarında yapılan müsabaka ve yarışmanın sonuçları şimdi elimizde olacaktı.
DİPNOT
1 Sporun Toplumsal Faydaları.
2 Modalı Rumların 1908 senesinde kurdukları mavi-beyaz formalı kulüp. Çabalayanlar manasında.
3 Emin Bülent (Serdaroğlu) Mustafa Kemal Atatürk’ün davetlisi olarak bulunduğu Çankaya Köşkü’nde onun isteği üzerine ayağa kalkmış ve ünlü şiiri “Kin”i yüksek sesle sofrada bulunanlara okumuştu.
4 İlgisi olanların.
5 “Ünyon Kulüp’te”, Futbol, 12 Teşrin-i Evvel 1326 [25 Ekim 1910], sayı: 3, s. 3.
6 Haberde bahsedilen iki maçın yerine Galatasaray ile Strugglers kulüpleri futbol takımları 20 Kasım 1910 tarihinde sezonun ilk müsabakasını oynadı. Sarıkırmızılı ekip sahadan 3-0 galip ayrıldı.
7 “Pazar Günkü Müsabakalar”, Futbol, 20 Teşrin-i Evvel 1326 [2 Kasım 1910], sayı: 4, s. 3.
8 “Pazar Günkü Müsabakalar”, Futbol, 20 Teşrin-i Evvel 1326 [2 Kasım 1910], sayı: 4, s. 3.
9 Bir üzüntü sözü.
10 “Bir Sem-i Teessür”, Futbol, 27 Teşrin-i Evvel 1326 [9 Kasım 1910], sayı: 5, s. 1.