Türkiye’nin ilk özel havayolu şirketi olan Hürkuş Havayolları, Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden Vecihi Hürkuş tarafından 1954’ün Kasım ayında kurulmuştu. 1896 doğumlu Vecihi Bey, Hürkuş Havayolları’nı kuruncaya dek birkaç romana ve filme sığabilecek kadar maceralı bir hayat yaşamıştı. I. Dünya Savaşı’nın tüm şiddetiyle sürdüğü 1916’da Tayyare Mektebi’ni bitirip pilot olarak Kafkas Cephesi’ne gönderilmiş, uçağı düşürülünce Ruslar tarafından esir alınmıştı. Hazar Denizi’ndeki ıssız Nargin Adası’ndaki esir kampından kaçmayı dördüncü girişiminde başarmış, yanındaki Türk esirle birlikte tam dört ay yürüyerek Türkiye’ye dönebilmişti. Kurtuluş Savaşı’nda da I. İnönü’den Büyük Taarruz’a kadar Batı Cephesi’ndeki tüm büyük muharebelerde uçağıyla görev yaptı.1
Cumhuriyet’in ilanından sonra Hava Kuvvetleri’ndeki görevine devam eden Vecihi Bey, Aralık 1923’te Avrupa havacılığını görmek, havacılık tesisleri ile uçak fabrikalarını incelemek için Fransa, İtalya, Almanya ve Britanya’ya gönderilen heyette yer aldı. Bu seyahatte kendi uçağını yapmayı kafasına koymuştu. 1925’te görev yeri olan İzmir’de Yunan kuvvetlerinden kalan uçak motoru ve diğer parçaları birleştirerek ilk uçağını ortaya çıkardı. Uçağa onay almak için yaptığı başvuruya uzun süre yanıt alamayınca komutanlarına haber vermeden deneme uçuşu yaptı Vecihi Bey. Emre itaatsizlikten 15 gün disiplin cezası alınca da istifasını verip ordudan ayrıldı.2

1930’da Kadıköy’de kiraladığı kereste deposunda yurt dışından getirttiği motoru kullanarak ürettiği “Vecihi XIV” adlı uçağıyla Türkiye’nin çeşitli yerlerinde gösteri uçuşları yapmaya başladı. Uçuş izni almak için Ankara’ya da bu uçakla giden Vecihi Bey’e izin verilmedi. Kendisine gönderilen yanıtta “İstanbul’dan kalkarak Ankara’ya kadar yaptığı uçuşlarla uçuş kabiliyetinin yerinde olduğu anlaşılmış ise de elimizde tayyarenin aerodinamik vasıflarını tespit edecek hiçbir vasıta bulunmadığından fennen muayenesine imkân görülmemiş ve bu suretle icap eden seyrüsefer vesikası verilememiştir” deniliyordu.3 Sonradan yaptığı iki uçağın onay süreciyle ilgili de benzer sorunlar yaşayan Vecihi Bey bu durumu “Askerî havacılıktan istifa etmeme gösterdikleri reaksiyondan doğan kaprisin eseri” diye değerlendirecekti.4
Vecihi Bey 1932’de Kadıköy’de, bugünkü Fenerbahçe Dereağzı Tesisleri’nin olduğu yerde Vecihi Sivil Tayyare Mektebi’ni açıp pilot yetiştirmeye başladı. Ancak işler yine istediği gibi gitmeyecek, okulun diplomalarına denklik verilmediği için eğitim görenler resmen pilot olamayacaktı. Başka bürokratik engellerle de karşılaşan okul 1934 sonlarında sivil havacılık faaliyetlerinin devlet tarafından yürütüleceği gerekçesiyle kapatıldı. Vecihi Bey pilot okuluyla eş zamanlı olarak özel okul sektörüne de adım atmış, kısa süre sonra epeyce zarar edip kapatmak zorunda kalacağı Vecihi Hayat Okulları’nı açmıştı.

Soyadı Kanunu’yla birlikte Hürkuş soyadını alan Vecihi Bey, 1937’de Türk Hava Kurumu’nun uçuş okulu Türkkuşu’nda görev yaparken Almanya’ya uçak mühendisliği eğitimine gönderildi. Dört yıllık okulu iki yılda bitirmeyi başarıp yurda döndü ama bu başarısı da başına dert olacak, "iki yılda mühendis olunmaz" denilerek diplomasına denklik verilmeyecekti. Vecihi Bey denklik belgesini bir yıl sonra mahkeme kararıyla alabildi. Dava süreci Türk Hava Kurumu’yla arasını bozunca Vecihi Hürkuş hiçbir uçuş tesisinin olmadığı Van’a sürülmüş ve bu kurumdan da istifa etmişti.
1940’ların başında ticarete atılan ve Almanya’dan askerî ilk yardım malzemesi ithal etmeye çalışan Hürkuş’un bu girişimi de önceki ticari faaliyetleri gibi başarısızlıkla sonuçlandı.5 1945’teki ara seçimlerde İstanbul’dan milletvekili adayı olarak siyasete atıldı, seçilemedi. Seçimden birkaç ay sonra kurulan Demokrat Parti’ye (DP) üye oldu ve 1946’dan itibaren dört yıl Ankara İl Genel Meclisi’nin DP’li üyelerinden biri olarak görev yaptı.
1952’de İngiltere’den satın aldığı uçakla reklam hizmetleri vermeye başladı. Arkasına reklam pankartları astığı uçaktan aşağı el ilanları atıyordu. Bir süre hayatını reklam uçuşlarından kazanan Vecihi Bey 29 Kasım 1954’te yeni ve büyük bir maceraya atılarak Hürkuş Havayolları’nı kurdu. Gerçekten de maceraydı bu çünkü hiç parası olmamasına rağmen Ziraat Bankası’ndan kredi kullanarak DHY’nin (sonradan THY’ye dönüşen Devlet Hava Yolları) seferden kaldırdığı sekiz uçağı satın almıştı. Satış işlemi bittiğinde k.tü bir sürprizle karşılaştı, Ulaştırma Bakanlığı uçaklara uçuş izni vermiyordu. Hürkuş, Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı DHY’nin “uçuşa hazır” güvencesi vererek sattığı uçakların uçurulması için revizyon gerektiği yazısını alınca çok şaşırmıştı. Üstelik uçak mühendisi olmasına karşın uçakların revizyonunu yapmasına da izin verilmiyordu. Bunun üzerine kendi ifadesiyle “daha üst makamlara” yani büyük olasılıkla Başbakan Adnan Menderes’e müracaat edip bazı koşullarda uçuş izni almayı başardı.

Hürkuş Havayolları kurulduktan beş ay sonra, 1 Nisan 1955’te seferlere başlayabildi. İlk günlerde yalnızca İstanbul’la Bursa arasında sabah ve akşam karşılıklı iki sefer olmak üzere dört sefer yapılıyordu. İki kent arasındaki mesafe karayoluyla en az dokuz saat sürerken yolcularını yarım saatte diğer kente ulaştıran Hürkuş büyük rağbet görmüştü. Nisan ortalarında İzmir-Aydın, 1 Mayıs’ta da İstanbul-Zonguldak-Ankara ve İzmir-Milas hatları devreye girdi.6
Vecihi Bey’in iddiasına göre bir süre sonra rekabete tahammül edemeyen DHY, sivil uçuşları denetleyen Sivil Havacılık Dairesi’ni etkileyerek Hürkuş’un faaliyetlerini baltalamaya başlamıştı. Özellikle uçakların bakımını yapan Hürkuş personelinin yetki belgeleri konusunda sorun çıkarılıyor, bakımları yapılamayan uçaklar kullanılamıyordu.7 9 Mayıs’ta yaşanan çok tuhaf bir kaza Vecihi Bey’in tüm sorunlarının üzerine tuz biber ekti. Yolcu taşımacılığının yanı sıra reklam uçuşları da yapan Hürkuş’un uçaklarından biri Bursa’da piyasaya yeni çıkan Yeni Ant gazetesinin el ilanlarını gökyüzünden Bursalılara atmak üzere havalanmıştı. İki kişilik uçağın pilot koltuğunda Fevzi Gökdeniz, arkasında ise gazetenin sahibi Recai Taşman oturuyordu. Bir futbol maçının oynandığı Bursa Atatürk Stadı’nın üzerinden geçerlerken uçağın aniden stadın içine doğru pike yapıp sahanın çevresinde birkaç tur atması herkesi şaşkına çevirdi. Gazetelere bakılırsa uçak o kadar alçaktan uçuyordu ki sahadaki futbolcular korkudan yere eğilmek zorunda kalmıştı. Birkaç tur attıktan sonra stattan çıkan uçak hemen yolun karşısındaki elektrik direğine çarptıktan sonra düştü. Pilot birkaç kırıkla kurtulurken arka koltuktaki Başman’a bir şey olmamıştı.8

İki hafta sonra Tercüman gazetesinin sahibi Cihat Baban, Vecihi Bey’e uçakla gazete taşımasını teklif etti. İstanbul’da çıkan gazetelerin Batı Anadolu kentlerine bile günler sonra ulaştığı o dönemde taşraya gazete göndermek büyük dertti. Gerekli izinler alındıktan sonra Hürkuş Havayolları İstanbul’dan Bursa, İzmir, Ankara, Eskişehir ve Afyon’a gazete taşımaya başladı.10 Hürkuş yalnızca gazete taşırsa Vecihi Bey’in kredi borcunu ve personel maaşlarını ödemesi mümkün değildi. 9 Haziran 1955’te yolcu taşımalarının yasaklanması kararına itiraz etmiş ve sonucu bekliyordu ki uçaklarından birinin Bursa Havaalanı’ndan kaçırıldığı haberini aldı.11
Türkiye’deki ilk uçak kaçırma vakası olan olayın başrolünde de bir ay önce stadyumdaki tuhaf kazanın pilotu Fevzi Gökdeniz vardı. Vecihi Bey’in kazadan sonra hastane masraflarını ödemeyi kabul etmemesi üzerine öfkelenip uçağı kaçırmaya karar verdiği söyleniyordu.
Hürkuş pilotlarından Sadık Sagun’u da ikna edince harekete geçmişler ve hava meydanına “İstanbul’a Vecihi Bey’in yanına gidiyoruz” diyerek havalanmışlardı. Vecihi Bey’in eşi Hadiye Hanım’ın isminin üç harfini verdiği HAD uçağının kaçırıldığı ertesi gün anlaşıldı. Uçağı kolları hâlâ alçıda olan Gökdeniz değil, Sagun kullanmıştı.12
Olayın ardından çeşitli iddialar ortaya atıldı. Uçağın Bolu’da görüldüğü ihbarı asılsız çıktı. Çok iyi Arapça konuşan Gökdeniz’in Suriye’de çok sayıda akrabası olduğu ve uçağın bu ülkeye götürüldüğü de söyleniyordu ama olaydan üç gün sonra uçağın Bulgaristan’ın Varna kentinde olduğu anlaşıldı.13 Bulgar resmî makamları, siyasi iltica talepleri kabul edilen iki pilotun iade edilmeyeceğini duyurdu. Vecihi Bey, uçağını geri alabilmek için iki ay mücadele etti. Bulgarlar uçağı vermek için türlü zorluk çıkarıp üstüne 62 günlük meydan kirası almışlardı.14 Uçağı kaçıran pilotlardan Sadık Sagun hayatını Bulgaristan’da sürdürdü. “Deli Fevzi” lakaplı Gökdeniz ise 1960’ta Türkiye’ye dönüp teslim oldu. Bir süre sorgulandıktan sonra serbest bırakıldı ama bir türlü akıllanmıyordu. 1961’de bu kez Sovyetler Birliği’ne kaçmaya karar verdi.
1961’de askerî okul öğrencisi oğluyla birlikte Artvin Borçka’dan yürüyerek Gürcistan sınırından Sovyetler Birliği’ne girdiler. Sovyet polisinin tutukladığı Gökdeniz iki sene hapis yattıktan sonra Türkiye’ye iade edildi. Genç bir kadına hava atmak uğruna uçak düşüren Gökdeniz, tam dokuz kez evlenecekti.15
4 Kasım 1955 tarihli gazeteler ikinci bir Hürkuş uçağının daha kaçırıldığı haberine yer verdi. Haberlere göre, İstanbul’dan İzmir’e gazete taşıyan pilot da uçağı Bulgaristan’a indirmiş ve siyasi sığınma talebinde bulunmuştu. Olaydan dokuz ay sonra uçağın enkazı Bursa’nın Karacabey ilçesinde bulununca uçağın kaçırılmadığı ve feci bir kaza geçirdiği anlaşıldı. Pilot Zeki Keleş de hayatını kaybetmişti.
Kazalar ve kaçırılma vakası zaten zor günler geçiren Hürkuş Havayolları’na büyük bir darbe vurdu. Vecihi Bey bir yandan da yolcu taşıma iznini geri almak için uğraşıyordu. Bir kez daha Başbakan Menderes’in kapısını çalmış ve uçaklarının incelenmesi için yeni bir müfettiş heyeti kurulmasını talep etmişti. Bu çabaları da sonuç vermeyince Türkiye’nin ilk özel havayolu şirketini yaşatmanın imkânı kalmadı. 1959 yılında kapanan Hürkuş’un tüm uçaklarına kredi borcuna karşılık el konulacak, Vecihi Bey’in emekli maaşının bir bölümü dahi haczedilecekti. 1960’lı yıllarda Maden Tetkik Arama Enstitüstü’nün toriyum, uranyum ve fosfat arama çalışmaları için uçuşlar yapan Vecihi Hürkuş 1969’da vefat etti.
DİPNOTLAR
1 Vecihi Hürkuş, Bir Tayyarecinin Anıları, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2015, s.17-123.
2 Vecihi Hürkuş, age., s.173.
3 “Bir vatandaşımız tayyare yaptı”, Son Posta, 22 Eylül 1930.
4 Vecihi Hürkuş, age., s.250.
5 Vecihi Hürkuş, age., s.383.
6 “İstanbul-Bursa özel uçak seferleri başladı”, Akşam, 9 Nisan 1955.
7 Vecihi Hürkuş, age., s.395-396.
8 “Bursa’da bir reklam uçağı düşerek parçalandı”, Son Posta, 10 Mayıs 1955.
9 Birol Aydın, “Türkiye’nin İlk Hava Korsanı”, Aksiyon, sayı 190, 25-31 Temmuz 1998.
10 Vecihi Hürkuş, age., s.396.
11 “Bursa Havaalanı’ndan bir tayyare kaçırıldı”, Son Posta, 11 Haziran 1955.
12 “Kaçırılan uçak”, Cumhuriyet, 12 Haziran 1955.
13 “Hürkuş uçağı Varna’ya inmiş”, Hâkimiyet, 15 Haziran 1955.
14 “Vecihi Hürkuş Bulgaristan’dan döndü”, Cumhuriyet, 4 Ağustos 1955.
15 Birol Aydın, age.