XV. yüzyıl İspanyası… Kastilya Kralı IV. Enrique döneminde tahtın vârisi ilan edilen Isabel kendisine eş olarak Aragon tahtının vârisi Fernando’yu seçer. Kralın ve Kastilyalı soylularının karşı çıkmasına rağmen ikili 18 Eylül 1469’da evlenir. Kralın ölümünden sonra başlayan taht kavgası 4 yıl sürer. İç savaştan galip çıkan I. Isabel ile II. Fernando, Aragon ve Kastilya krallığını birleştirerek bugünkü İspanya’nın temelini atar.
İspanya’da 800 yıl süren İslam egemenliğinin son kalesi Granada Emirliği’ne 1492’de son veren I. Isabel ve II. Fernando’nun hedefinde artık Yahudi ve Müslümanlar vardır. Kin ve nefret içindeki I. Isabel, Avrupa’daki son Yahudi ve Müslüman yok edilene kadar yıkanmayacağına dair yemin eder. I. Isabel sözünü tutarak hayatı boyunca 2 kez yıkanır.
İspanyol engizisyon mahkemesi yayımlanan Elhamra Kararnamesi’yle Yahudi ve Müslümanları Katolik Hristiyan olmaya zorlar. Buna göre Müslümanlar ya vaftiz olacak ya da İspanya’yı terk edecektir. Hristiyanlığı kabul etmeyenler çeşitli işkencelerden sonra yakılarak öldürülmeye mahkûm edilirken kabul edenler eski dinlerine dönmemeleri için sıkı denetim altında tutulur. Bundan sonra İspanya’da Hristiyanlığı seçen Yahudiler aşağılanarak marrano, Müslümanlarsa morisko olarak adlandırılacaktır.
İspanyol Sefarad Yahudileri Padişah II. Bayezid’in gönderdiği gemilerle kendilerini kabul eden tek ülke olan Osmanlı topraklarına doğru yola çıkar. Bir bölüm Yahudi’yse kelle vergisi ödemek ve 8 ay içinde terk etmek koşuluyla Portekiz’e yerleşir. Yüksek kelle vergisi ödeyen varlıklı 600 Yahudi aileye ayrıcalık tanınarak süresiz kalmalarına izin verilir. 1510 yılında Lizbon’da doğan Dona Gracia da Hristiyanlığı seçip Miguez adını alan varlıklı Yahudi Nasi ailesindendir. Yeni Hristiyan olarak Beatrice de Luna adını alan Dona Gracia, 16 yaşında Portekiz Kralı'yla yakın ticari ilişki içinde olan Yahudi Mendes ailesinden Francisco’yla evlenir. Francisco ve kardeşi Diego para, baharat, şeker, şarap, yağ, pamuk, fildişi, incir ve değerli taşlar ticareti yapmaktadır. Diğer kardeşi Goncalo ise Lizbon’da Portekiz Krallığı’nın ticari gemi seferlerini ve keşif gezilerini finanse etmekte, gemi yapım işiyle de ilgilenmektedir. Kraliyet ailesinin hekimi olan Dona Gracia’nın kardeşi Agostino ise Lizbon’daki bir deprem sonrası suçlanan Yahudilere yönelik saldırıda öldürülecek, 3 yaşındaki oğlu Miguez’in (Yosef) bakımı ve eğitimini Dona Gracia üstlenecektir.
BAHARAT YOLU
1503 yılına kadar Hindistan’dan başlayıp İran ve Irak limanlarından Süveyş’e, oradan da karayoluyla İskenderiye’ye ulaşan Baharat Yolu’nun son durağı ve dağıtım merkezi Venedik’ti. Portekizli Vasco da Gama’nın 4 gemiyle Ümit Burnu’ndan Hindistan’a ulaşmasıyla yeni Baharat Yolu Portekiz’in eline geçer. Muskat, karanfil, biber, tarçın, Hindistan cevizi, yenibahar, zencefil, zerdeçal ve sakız reçinesi vs.den oluşan ilk baharat yükü Anvers1’te büyük kârla satılır. O güne kadar yalnızca zenginlerin yemeklerde lezzet ve iştah arttırıcı olarak kullandığı baharatın Avrupa’da tüketimi hızla yükselir. Francesco, bu kârlı ticaretten pay almak için kardeşi Diego’yu Anvers’e gönderir. O dönem Flanders Kontluğu’na bağlı olan Anvers, menkul değerler borsası ve baharat ticaretiyle Kuzey Avrupa’nın mali ve ticari merkezi hâline gelince Venedik’in yıldızı sönmeye başlar. Bu gelişmeler Osmanlı’yı da mali açıdan epeyce zarara uğratır. Piri Reis, Koca Murat Reis ve Seydi Ali Reis’in Hint Okyanusu’nda düzenlediği seferler güçlü Portekiz donanması karşısında başarılı olamaz.
Portekiz Kralı’nın ticari gemi filolarına koruma sağlaması Mendesleri kısa zamanda Avrupa’daki baharat ticaretinin hâkimi yapar. Çok tüketilen biberin ithal tekeli Portekiz Kralı'na ayrılır. Kral adına ithal edilen biberin fiyatını yüksek tutan Diego peşin satın alarak kralı mali açıdan rahatlatır. Yıllık 12 milyon duka değerindeki baharat borsasının başındaki Mendeslerin ticareti İtalya, Fransa, Almanya ve İngiltere’ye kadar uzanır. Mendesler ayrıca ülkeden ülkeye para ve altın transferi konusunda da uzmanlaşır.
Dona Gracia’nın eşi Francesco evliliklerinin 8. yılında vefat eder. Genç dul eşi ve kızı Reyna’ya muazzam bir servet bırakan Francesco’ya yüklü miktarda borçlu olan Portekiz Kralı ise Dona Gracia’yı bir asilzadeyle evlenmeye ikna edip servetine el koymayı planlamaktadır. Aynı yıl Papa’nın talimatıyla Portekiz’de İspanyol modeli bir Kutsal Engizisyon Dairesi kurulur. Anvers’e yerleşmeye karar veren Dona Gracia yanına yeğeni Yosef, kız kardeşi Brianda ve kızı Reyna’yı alarak yola çıkar. Anvers’te kayınbiraderi Diego’yla kız kardeşi Brianda’yı evlendirerek mirasın bölünmesini önler. Diego’nun ticari dehası Mendeslerin ticari imparatorluğunu daha da büyütür. Avrupa bankerlerinin en büyüğü Ausburglu Fugger’le iş birliği yapan Mendesler, Osmanlı’yla savaşa hazırlanan Portekiz Kralı'na 200.000 florin borç verir.
Dona Gracia, Anvers’teki Yahudi Portekiz kolonisiyle Katolikliğin dinî ritüellerine aksatmadan katılırken bir yandan da tehlike içinde bulunan marranolara Mendes Müessesesi’nin şube ve depolarında iş verip yardım eder. Kurduğu organizasyonla da binlerce marranonun Alpler üzerinden Venedik’e, oradan da Selanik ve İstanbul’a geçmelerini sağlar. Bu arada ticari rakipleri boş durmaz.
Nispeten güvenli ülkelere kaçırılan bir Yahudi’yi Kutsal Roma Cermen İmparatoru V. Karl’ın (İspanya, Hollanda, Anvers ve Almanya Kralı Şarlken) huzurunda itirafa ikna etmeleri işleri terse çevirir. Şarlken, Mendesleri Anvers’te koruma sözünü geri alır. Diego Tanrı’ya ve krala ihanet suçlamasıyla tutuklanır. Ticaretlerinin sarsılacağını öngören Anvers ileri gelenlerinin baskısı da bu tutuklamayı önleyemez. Mendes temsilcisi Portekiz Kralı’na gelecekte düzenlenecek panayırlar için 200.000 dukayı ödeyemeyeceklerini bildirir. Portekiz Kralı’ysa Diego’nun Anvers’teki mallarına el konularak ödemenin yapılmasını ister. Mendeslerin mali ve ticari ilişkide bulunduğu İngiltere Kralı VIII. Hanry, Diego’nun samimi bir Hristiyan olduğuna dair şahitlik yapmaya ikna edilir. Cenova, Floransa ve Lucca konsolosları Diego lehine şahitlik yapmaya hazırdır. Bu kargaşa Şarlken’e geri adım attırır. Suçlamalar geri çekilerek Diego kefaletle serbest bırakılır. Hapiste sağlığı bozularak kısa bir süre sonra vefat eden Diego, vasiyetinde mirasının yönetimini karısına değil Dona Gracia’ya bırakır.
Diego’nun ölümünden sonra da yeni davalar açtıran Şarlken’in amacı onun mirasına el koymaktır. Davayı rüşvetler vererek uzatan Dona Gracia, Şarlken’e iki yıl faizsiz 100.000 duka borç vermeyi kabul ederek suçlamaları geri çektirir fakat düşmanlarının yeni planları vardır. Şarlken’in kulağına Dona Gracia’nın kızı Reyna’nın yaşlı bir İspanyol asilzadesiyle evlenmesi karşılığında 200.000 duka kazanabileceği fısıldanır. Şarlken’e bu para Reyna’nın drahoma2sından verilecektir. İkna olan Şarlken teklif için kız kardeşi naip Kraliçe Mary’yi görevlendirir. Kraliçe Mary’yi kaçamak cevaplarla oyalayan Dona Gracia için tek kurtuluş Osmanlı İmparatoru Kanuni Sultan Süleyman’ın ülkesine sığınmaktır.
KAÇIŞ PLANI
Kraliçe Mary’den Aachen Kaplıcaları’nda tedavi olma bahanesiyle izin alan Dona Gracia’nın yanında kızı Reyna, kız kardeşi Brianda ve yeğeni La Chica vardır. Bu arada servetinin Venedik’e transferi için yeğeni Yosef’i görevlendirir. Aachen’de fazla kalmadan Lyon’a geçen Gracia’nın son durağı diğer Avrupa şehirlerine göre daha serbest ve renkli bir hayatın yaşandığı Venedik’tir.
O yıllarda, bugünkü mimari görünümüne yeni kavuşmuş olan Venedik’teki renkli hayat Diego’nun eşi Brianda’nın aklını çeler. Brianda ablasıyla miras konusunda anlaşmazlık içindedir. Diego’nun mirasın yönetimini Dona Gracia’ya bırakması onu çok kızdırmıştır. Mendes servetinin yarısını almak için dava açan Brianda, ablası Dona Gracia’yı mahkemede gizli Yahudilikle suçlar. Aile içinden beklenmedik bir darbe alan Dona Gracia kaçma ihtimaline karşı tutuklanarak bir manastıra hapsedilir. Mendeslerin muazzam servetine konmak için pusuda bekleyen Venedik Cumhuriyeti’nin eline fırsat geçmiştir. Dona Gracia’nın tüm mal varlığına el konulur. Brianda, Fransa Kralı’na verilen borçtaki payını almak için Fransa’da ayrıca dava açar. Fransa Kralı ise borçtan kurtulmak için Brianda’yı engizisyon mahkemesine ihbar eder.
DONA GRACIA KANUNİ’DEN YARDIM İSTİYOR
Dona Gracia, Osmanlı sarayında etkili bir isim olan Kanuni’nin hekimi Moşe Hamon’a haber göndererek Kanuni Sultan Süleyman’ın kendisini kurtarmasını ister. Kanuni’nin tüm vergilerden muaf tuttuğu Moşe Hamon, Kanuni’yi ikna edebilecek maharette biridir. Babası Yosef de II. Bayezid ve Yavuz Sultan Selim’in hekimliğini yapmıştır. Kanuni, Dona Gracia ve ailesinin himayesini üstlendiğini bildirmesi için Sinan Çavuş’u Venedik’e gönderir. Gücünün doruğundaki Osmanlı sultanının isteğine uymak zorunda kalan Venedik Dükü 1 ay içinde şehri terk etmek koşuluyla Dona Gracia’yı serbest bırakır. Kanuni’nin koruması altındaki Gracia, Avrupa şehirlerine yayılmış işleri toparlamak ve servetini İstanbul’a transfer edebilmek için Ferrara Dükü II. Ercole’nin davetini kabul ederek Ferrara’ya doğru yola çıkar. Her şeye rağmen affettiği kız kardeşi Brianda da yanındadır.
Ferrara dükü de Mendeslere dinî ve ticari özgürlükleri yaşayacaklarına dair tüm güvenceleri verir. Ferrara’nın özgürlük ortamında sanatçı ve edebiyatçıların hamiliğini yapan Dona Gracia, Yahudiliğini ilan eder. Konağı, dönemin entelektüel faaliyetlerin merkezi olur. Michelangelo ve Titian’ı destekler, kendisine ithaf edilen İbranice Ferrara Tevratı’nı yayımlatır ancak Ferrara’daki özgürlük ortamı uzun sürmez. Papa IV. Paul’un baskısıyla Ferrara, Yahudiler için yaşanmaz hâle gelir. Kanuni’nin gönderdiği Sinan Çavuş’un yardımıyla Osmanlı’nın denetimindeki Ragusa’ya (Dubrovnik) geçen Dona Gracia o dönem önemli bir ticari liman olan Ragusa’da yeni iş ve gümrük antlaşmaları yapar. Balkanlar üzerinden karayoluyla İstanbul’a doğru yola çıktığında bu kez yanında kız kardeşi Brianda yoktur.
Dona Gracia’nın 1536 yılında Portekiz’de başlayan yolculuğu 1553’te İstanbul’da sonlanır. İstanbul’a görkemli bir giriş yapan Dona Gracia’nın yolculuk kafilesine 40 muhafız eşlik etmiştir.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN VE DONA GRACIA
Kanuni’nin Dona Gracia’yı himayesi altına almasının ardında Mendeslerin Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde kurdukları ticari mümessillikleri ve sinagogları, bir istihbarat ağı gibi kullanmaları gerçeği yatıyordu kuşkusuz. Gücünün zirvesinde olan Osmanlı İmparatorluğu’nun Mendeslerin servetine değil Avrupa’dan getirecekleri istihbarata ihtiyacı vardı. Bu bilgiler, eğitimini Avrupa prenslerinin ve aristokrat çocuklarının devam ettiği bir okulda gören Dona Gracia’nın yeğeni Yosef Nasi kanalıyla geliyordu. Öğrenim gördüğü okulda geleceğin krallarını yakından tanıma fırsatını bulan Yosef Nasi’nin arkadaşları arasında İngiltere Kralı VIII. Henry, Fransa Kralı II. François ve Habsburg Hanedanı’ndan Kutsal Roma İmparatoru II. Maximillian vardır. Yosef Nasi, borç verdiği Avrupa saraylarından edindiği siyasi gelişmeleri anında Osmanlı sarayına iletirken borç alan kralın mutlaka bir savaşa hazırlandığı biliniyordu.
Dona Gracia’dan 1 yıl sonra Avrupa’daki ticari işlerini yoluna koyup İstanbul’a taşınan Yosef Nasi yüzlerce marrano tüccarı da beraberinde getirir. İkilinin Osmanlı Sarayı’yla ilişki kurması uzun sürmez. Yosef Nasi, Veziriazam Rüstem Paşa ve sonradan padişah olacak olan Şehzade Selim’le arkadaş olur. Kanuni, Yosef Nasi’yi “Frenk Bey Oğlu” namıyla onurlandırır. Hürrem Sultan’la yakın dostluk kuran Dona Gracia günde bir altın ödediği Pera’daki kiralık konutundan çıkarak Kuruçeşme’de yaptırdığı Belvedere Sarayı’na taşınır. Kanuni’nin hekimi Moşe Hamon ise oğlunu Reyna’yla evlendirmek istemektedir. Dona Gracia ani bir kararla Reyna’yı yeğeni Yosef Nasi’yle evlendirir.
İstanbul’da güven altında olan tüm marranolar Balat’taki sinagoglarda ibadetlerini özgürce yapar. İstanbul’daki Yahudi cemaatinin lideri olan Dona Gracia, hastane ve okullara yardım eder. Kendi adıyla anılan “La Sinyora / Ha- Geveret” Sinagogu’nu kurar ve bir okul yaptırır. 1660’taki Balat yangınında kül olan bu sinagog daha sonra Hasköy’e taşınır. Hasköy’deki Yahudi cemaatinin azalmasından sonra terk edilen, çeşitli işlerde atölye olarak kullanılan La Sinyora Sinagogu bugün metruk durumdadır. Yosef Nasi, Avrupa’daki ticari ilişkilerini İstanbul üzerinden yürütürken Dona Gracia ise Filistin’de bulunan ve Yahudilerin 4 kutsal kentinden biri sayılan antik şehir Tiberias’a soydaşlarını yerleştirmeyi planlamaktadır. Kanuni’nin izniyle Osmanlı hâkimiyeti altındaki Tiberias’ı 1560 yılında yıllık 1.000 dukaya kiralayan Dona Gracia’nın projesi 1569’da ölümü üzerine yarım kalır. Yosef Nasi projeyi devam ettirmeye çalışsa da Avrupa’daki Yahudiler susuz, kıraç ve harap durumdaki Tiberias’a ilgi göstermez. Siyonizmin ilk tohumunu atan Dona Gracia’nın Tiberias’ta bugün anısına yaptırılan bir müze var.
Muhteşem Yüzyıl dizisinde Kanuni’yi Halit Ergenç, Dona Gracia’yı Dolunay Soysert canlandırmıştı.
DİPNOT
1 Günümüzde Belçika’nın Flaman Bölgesi’nde bulunan bir il olan Anvers, Belçika Krallığı’nın kurulmasından önce Hollanda’ya bağlıdır. 
2 Hristiyan ve Musevilerde gelinin damada verdiği para veya mal. 
KAYNAKÇA
Roth, Cecil (2024): Dona Gracia, Selenge Yayınları. 
İnalcık, Halil (2023): Osmanlı Deniz Egemenliği, İş Bankası Yayınları. 
Hür, Ayşe (2016): Dona Gracia Mendes ve Josef Nasi’nin uzun yolculuğu, https://www.avlaremoz. com/2016/03/31/dona-graciamendes- ve-josef-nasinin-uzunyolculugu- ayse-hur/ Avlaremoz. 
Nommaz, A. Aaron (2021): Kanuni’nin Yahudi Bankeri Dona Gracia, Destek Yayınları.