Osmanlı’dan Cumhuriyet’e spor üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan, özellikle futbol tarihine ışık tuttuğu pek çok yayını bulunan Mehmet Yüce, yeni kitabı Esir Şehirde Spor ile 1918-1923 yılları arasındaki işgal dönemi İstanbul’unun spor tarihini anlatıyor.
Yüce, dergimizin birinci sayısı için kitabın özeti niteliğinde bir yazı da kaleme almıştı. Kültür AŞ tarafından yayıma hazırlanan Esir Şehirde Spor, hem kent hem spor tarihiyle ilgilenenler için benzersiz bir çalışma.
Esir Şehirde Spor’da okuyucuyu nasıl bir içerik bekliyor?
Okuyucunun yerinde olsam, İstanbul’un işgali sırasında gerçekleşen sportif faaliyetler hakkında daha önceden okuyup dinlediğim bazı bilgilerin doğru olup olmadığını merak ederdim. Ayrıca bu uzun dönem içinde işgal kuvvetleri ile Türk takımlarının neden müsabaka yaptıklarını da öğrenmeye çalışırdım. İlaveten, bilinmedik ve ilk defa bu kitapta rastlanılacak bilgiler veya belgeler olup olmadığı konusunda bir hassasiyetim olurdu. Özellikle basketbol ve voleybol gibi ilk defa bu dönem icra edilen faaliyetlere odaklanırdım. Ve elbette işgal öncesinde neler yaşandığını bilmek isterdim. İstanbul’da sporun tarihine odaklanan bir girizgâh beklentisi içinde olurdum.
İstanbul‘un spor tarihine dair neler bulacaklar?
Sportif olayların halk nezdindeki sosyal yansımalarıyla karşılaşacaklar. İstanbul'un meşhur kulüplerinin o dönemdeki durumlarını; ekalliyet ve gayrimüslim unsurların işgal döneminde parlayan yıldızlarının yarattığı muazzam zenginlikleri görecekler. Amerikalıların şehre armağan ettikleri bilinmedik sporlar, Olimpiyat Oyunları, Taksim Stadyumu, YMCA teşkilatı, yükselen ve kaybolan değerler, şehrin sosyal hayatı ve ilaveten külliyatlı miktarda bir görsel zenginlik bulacaklar. Kitabın sonunda özellikle istatistik ile ilgilenenler için hayli ilgi çekici ekler de mevcut. Bazı şehir efsanelerinin “aslında” hiç de öyle olmadığı ve doğrusunun ne olduğu da cabası.
Nasıl bir katkısı olmuş sporun işgal dönemindeki şehre ve insanlarına?
Öncelikle ve özellikle İstanbul’da gayriresmî de olsa düzenlenen Olimpiyat Oyunları ve diğer yarışmalarda şehri oluşturan bütün unsurların ortak bir paydada buluşmaları ve bir bahar rüzgârı esintisi gibi huzurlu ve barışçıl zamanlar geçirmeleri bu işin en güzel yanı. Bir ikincisi, bunalmış şehrin sakinlerinin spor faaliyetlerini bizzat icra ederek veya izleyerek hem sağlıklarını hem de morallerini yükseltmeleri olmuştur denilebilir. Bunlardan başka, toplum için spor fikrinin ilk defa oluşması da not edilmesi gereken bir durumdur. Kadınların bu dönemde spora olan alakalarının artması ve bil il sporla uğraşmaları işin üzerinde belki de en fazla durulması gereken yanlarından biri.