Hulahop çılgınlığının sonu yasak oldu

24 Kasım 2023 - 12:16

Bel etrafında çevrilen plastik halkalar olan hulahoplar, 1950’li yılların sonunda tüm dünyaya yayılan bir salgına dönüşmüştü ama aslında belde çember çevirmek yeni bir oyun değildi. Eski Mısır, Yunanistan ve Roma’da metal, kurutulmuş asma dalı ve sarmaşıktan yapılma çemberlerle de oynanıyordu. Güney Amerika’da ise çemberler şeker kamışından yapılıyordu.

1958 yılında ABD menşeli oyuncak şirketi Wham-O, çemberleri Marlex adlı sert ve ısıya dayanıklı plastikten yapıp “Hula-Hoop” ismini koyarak ürünün patentini aldı. Firmanın sahipleri Richard Knerr ve Arthur Melin, bir yıl önce de Amerikalıların UFO’lara olan ilgisinden faydalanmayı düşünmüş ve frizbi olarak bilinen uçan plastik diskleri üretmişti. “Pluto Platter” adıyla piyasaya sürülen frizbiler çok iyi satıyor, Knerr ile Melin yeni ve parlak oyuncak fikirleri bulmaya çalışıyordu. Bir Avustralya seyahati sırasında öğrencilerin beden eğitimi dersinde bellerinde döndürdükleri ahşap çemberleri görünce bunu bir oyuncak olarak üretmeyi düşünmüşler, oyuncağın ismini de kalça hareketlerine dayalı Hawai dansı “hula” ile İngilizce çember anlamına gelen “hoop” kelimesini birleştirerek bulmuşlardı.

Wham-O’nun ürettiği hulahopların tanıtımı Güney Kaliforniya’daki parklarda yapıldı ve o andan itibaren bir hulahop çılgınlığı başladı. Televizyon programlarında hulahop konu ediliyor, sirkler gösteri programlarına akrobatik hulahop çevirme numaraları ekliyordu.

İSTANBUL’DA BİR EVDE HULAHOP EĞLENCESİ… (FOTOĞRAF: DEPO PHOTOS)

Dört ay içinde ABD’de tanesi 1,98 dolardan 25 milyondan fazla hulahop satılmıştı. Dünya nüfusunun üç milyar olduğu 1958 ve 1959 yıllarında, ABD dışında da 100 milyon hulahop satılacaktı. Wham-O firması günde 20.000 çember üretiyor, yine de tüm siparişlere yetişemiyordu.

11 Ekim 1958’de, dünyadaki hulahop çılgınlığının rock’n roll’un yerini aldığını okuyucularına duyuran Hürriyet gazetesi, hulahop çevirmeyi “Plastikten yapılmış bir çemberi el değmeden kalçalarla oynatma iptilası” olarak tanımlamış, “İyi hulahop çevirmek için Hawaili hula dansözleri gibi bel kırmak lazımdır” diye de eklemişti. ABD’de hulahop çevirme müptelası olanlara “hupster” denildiğini yazan gazete oyuncağın kısa sürede Türkiye’ye geleceğinin müjdesini de veriyordu.1

Nihayet beklenen an geldi ve 1958’in Aralık ayında hulahop Türkiye’ye ulaştı. Oyuncakları ithal eden mağaza, bir dansözle anlaşarak ürünlerini tanıtırken Beyoğlu’ndaki mağazanın önünde kuyruğa girenler ilk parti hulahopları kısa sürede tüketti. Birkaç ay içinde hulahop Türkiye’de de üretilmeye başlandı. Üretici firma, 1 Mart 1959’da verdiği gazete ilanlarında piyasaya sürdükleri çemberleri “Amerikan ölçülerine uygun ve hakiki plastikten yapılma” diye tanıtmıştı.

Artık İstanbul’un hemen her semtinde hulahop çevirenlere ve onları izleyen kalabalıklara rastlanıyordu. Bazı yerlerde izdiham oluşması ve trafiğin aksaması nedeniyle Türkiye’ye geleli daha bir hafta olmadan İstanbul’un cadde ve sokaklarında hulahop çevirmek Valilik tarafından yasaklandı.2 Bu durum Türkiye’ye özgü değildi. Kanada, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde de polisler hulahop çevirenleri izlemek için toplanan kalabalıkları dağıtmakta zorlanıyordu.

CUMHURİYET, 28 MAYIS 1959

Hulahop çevirmenin tamamen yasaklandığı ülkeler de vardı. Japonya’da “kalça hareketlerinin uygunsuzluğu” nedeniyle, Sovyetler Birliği’nde ise “boş Amerikan kültürünü temsil ettiği” gerekçesiyle yasaklanmıştı.

İstanbul’un cadde ve sokaklarında hulahop çevirmek yasaklanana kadar 100 bin hulahop satılmış, gazetelerin “Asya gribinden sonra en büyük salgın” diye tanımladığı hulahoplar birçok kente yayılmıştı. Plastik hulahopların ulaşmadığı bölgeler de boş durmuyordu. Düzce’de bir öğretmen ahşap fıçılardan söktüğü halkalarla egzersiz yapıyor, Nusaybin’de yakalanan sahte şeyhin kadın müritlerinin ayinlerde gümüş kemerleri hulahop gibi çevirdikleri ortaya çıkıyordu.3

Gazinolar programlarına hulahop çeviren dansözleri eklerken Türkiye’deki ilk hulahop yarışmaları ise 1959 yılının Şubat ayında düzenlendi. İstanbul Spor Sergi Sarayı’ndaki yarışmada birinci olan erkek yarışmacı hulahop kralı, ikinci ve üçüncü olan kadınlar ise zarafet ve maharet kraliçesi seçildiler. Aynı gün Manisa’da düzenlenen yarışmayı 1 saat 23 dakika hulahop çeviren bir kalaycı kazanırken Turgutlu’da bir hamamda yapılan yarışmayı kazanan kişi 3 saat 27 dakika hulahop çevirmeyi başarmıştı.4 Dünya rekoru ise 10 saat 1 dakikayla bir Amerikalıya aitti.

CUMHURİYET, 5 OCAK 1959

Hulahop yüzünden yaralananlar ve hatta ölenler de sık sık haber oluyordu. Ankara’da görevli Amerikalı bir askerin 14 yaşındaki kızı, saatlerce hulahop çevirdikten sonra diyafram yırtılması sonucu öldü.5 Mersin’e ilk kez hulahop getiren kırtasiyenin tezgâhtarı ürünü tanıtmak için 42 dakika hulahop çevirince bayıldı, Gaziantep’te hamile bir kadın hulahop çevirirken doğum yaptı, Burdur’da bir gencin ayağı kırıldı.6

Sakatlanmaların arttığı dönemde Cumhuriyet gazetesi, hulahop meraklılarının bellerini ve boyunlarını incitmemeleri için sakınmaları gereken hareketlerin çizimlerinin yer aldığı bir mini rehber bile yayımlamıştı ama sakatlanma haberlerinin ardı arkası kesilmedi.7 Bu haberlerin artması üzerine 18 Nisan 1959’da İçişleri Bakanlığı umuma açık yerlerde ve okullarda hulahop çevirmeyi yasakladı. Yasak kararı pek etkili olmadı ama zaten hulahop salgını da tüm dünyada başladığı gibi bir anda bitmişti.

Wham-O firması ürün çeşitliliğini arttırıp oyuncağı yeniden popüler hâle getirmek için 1960’lı yıllarda çevirirken ses çıkaran modeller üretti, çocukların daha çok ilgisini çekecek parlak renklerde ve desenli hulahoplar piyasaya sürdü ama 1980’lerin sonunda çok kısa süren bir dönem sayılmazsa oyun bir daha eski parlak günlerine dönemedi.

DİPNOTLAR

1 “Hulahop rock’n roll’un yerini alıyor”, Hürriyet, 11 Ekim 1958.

2 “Umumi yerlerde hulahop yasak”, Cumhuriyet, 12 Aralık 1958.

3 “Bir taşla iki kuş: Hulahoplu ayin”, Hürriyet, 19 Ocak 1959.

4 “Hula müsabakasını kalaycı kazandı”, Hürriyet, 7 Şubat 1959.

5 “Hulahoptan Ankara’da Amerikalı bir kız öldü”, Hürriyet, 26 Aralık 1958.

6 “Hulahop çevirirken doğurdu”, Cumhuriyet, 28 Mayıs 1959.

7 “Hula-hoop meraklıları şu tehlikelerden sakının”, Cumhuriyet, 5 Ocak 1959.

Hulahop
Popüler Tarih
İstanbul
Murat Toklucu
Sayı 016

BENZER

Galata, çok eskiden beri şehrin favori eğlence merkezlerinden biri. 16. yüzyılda semtte meyhaneler olduğunu, rakı- balık sofraları kurulduğunu biliyoruz. 20. yüzyıla doğru çalgılı meyhaneler dönemine giriliyor. Ondan beridir müziği susmuyor. Murat Meriç, kulüpler, barlar, meyhaneler, balozlar, küplü meyhaneler, konser mekânları, kafeler, şarkılar türkülerle Galata’nın müzikli tarihinin peşinde.
Boğaziçi denince akla önce yalılar ve eğlence mekânları gelse de burası vaktinde ülkenin önemli sanayi kuruluşlarına ev sahipliği yapmıştı. Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası, Paşabahçe Tekel İspirto ve Rakı Fabrikası ve ITT Schaup-Lorenz Televizyon Fabrikası bunlardan sadece birkaçı…
İstanbul’da doğan ama büyüyene kadar babasının mesleği nedeniyle, daha sonra da huyu diye sürekli şehir, hatta ülke değiştirerek yaşayan oyuncu ve çevirmen Ece Dizdar, daha önceleri verdiği söyleşilerde kendisini köksüz hissettiğini anlatırdı. Şimdi, dikkat kesilmiş halde günümüz şartları dolayısıyla hayatında vuku bulan büyük değişimi izliyor: Seyahat planı olmadan yaşamak! 39. İstanbul Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü Selen Uçer’le paylaşan Dizdar ile Yekta Kopan söyleşti.