Adres: Esencılıs / İstanbul

Fotoğraf
Cemre Özkan, Gökhan Kırcı
24 Şubat 2022 - 17:55

İsmini vaktiyle püfür püfür esen rüzgârından alan Esenyurt, yapılan inşaatlar sonucu ziyadesiyle kesilen esintisine rağmen multikültürel yapısıyla her alanda kendinden söz ettiriyor, bilhassa sosyal medya platformlarında “estiriyor”. Z kuşağının yaratıcılığından mı, ilçenin Los Angeles’ı aratmayan siyahi nüfuslu sokaklarından mı çıktı bilinmez, Esenyurt bir süredir “Esencılıs” olarak anılıyor.

Esenyurt sosyal medyanın ve ana haber bültenlerinin de gözbebeği konumunda. Genç nüfusun çoğunlukta olması, fazla göç alması ve neredeyse her coğrafyadan insana ev sahipliği yapması nedeniyle Esenyurt, belli ki konuşulmaya daha uzun süre devam edecek.

“Esenyurt’u görmek için evden kaçtık"

Bu tür haber başlıklarına aşinaysanız, Esenyurt’un ne denli renkli insanlar barındırdığını az çok tahmin edebiliyorsunuzdur. Dahası da var:

"Esenyurt’ta scooter kullanan yeğeninin üzerine araba sürerek şaka yapmak isteyen amca, yeğenini yaraladı. Olay sonrasında ‘amca yeğen arasında kısa süreli şaşkınlık’ meydana gelirken o anlar, çevredeki bir iş yerinin güvenlik kamerası tarafından kaydedildi."

Veya:

"İstanbul’un Esenyurt ilçesindeki Yeni Mahalle’de iki aile arasında düğünde takı nedeniyle tartışma başladı. Bir çözüme kavuşamayan tartışmanın hararetlenmesiyle taraflar birbirlerine saldırdı. Düğün salonundan sokağa taşan olayda ortalık savaş alanına dönerken, gelin düğün gününde kavga ayırmaya çalıştı."

Belki de en ilginci şu: Ordu’da yaşları 15, 13 ve 12 olan üç çocuk oto galeriden çaldıkları araçla İstanbul’a doğru yola çıkıyor. 900 km yolu polis kontrolüne takılmadan geçiyorlar. Aynı gece Bağcılar’da terk edilmiş bir araç bulunuyor. Çocuklar Zeytinburnu’nda yakalanıyor. Neden İstanbul’a geldikleri soruluyor. “Esenyurt’u görmek için geldik. Sosyal medyadaki video içeriklerine konu olduğu için Esenyurt’u merak ettik” diyorlar.

Evet, Esenyurt artık böyle bir yer: Alametifarikasını merak ettirecek derecede ilginç, ana haberlerde yer alacak kadar ön planda. Özellikle son yıllarda farklı ülkelerden aldığı göçle İstanbul içinde kendi özel dokusunu yaratan Esenyurt, en çok iç göç alan ilçelerin de başında geliyor.

Afrikalı göçmen nüfusunun en yoğun olduğu mahalle, Selahattin Eyyubi Mahallesi

Dünyanın her yerinden göç alıyor

2009'daki seçimden sonra içinde üç belediyeyi barındırarak ilçe olan Esenyurt’un 43 milyon metrekare alanda 43 mahallesi bulunuyor. Esenyurt içinde Ardahan nüfusu birinci sırada, ikinci sırada ise Van depreminden sonra göç edenler nedeniyle Vanlılar yer alıyor. Aslen burada uzun yıllardır Kars, Ardahan ve Iğdır’dan gelen vatandaşlar yaşıyormuş. Her bölgeden göç aldığı için yöre dernekleri epeyce yaygın; Esenyurt’ta 600’ün üzerinde köy derneği bulunuyor. Göçler daha çok ekonomik nedenli ve gelenler Esenyurt’ta barınmanın ve iş bulmanın daha kolay olacağını düşündükleri için burayı seçiyorlar. Çünkü Esenyurt büyük bir sanayi bölgesine sahip. 13 milyon metrekarelik bir sanayi alanı söz konusu. Türkiye sanayiinin yüzde 6’sının burada bulunduğu söyleniyor.

Esenyurt’un bu denli göç almasında inşaat sektörünün de payı büyük. Sadece gelir elde etmek ereğiyle kurulan müteahhitlik sisteminin ürettiği ucuz konutlar bir yandan kontrolsüz şehirleşmeye yol açarken bir yandan da hem İstanbul hem de Türkiye’nin farklı bölgelerinden Esenyurt’a hızlı bir göç akışı yaşanmasına neden oluyor.

Esenyurt'un şu an resmî olmayan nüfusu 1 milyon 63 bin

En genç nüfusa sahip ilçe

Esenyurt çok dinamik bir ilçe. Her bölgesinin kendine has bir enerjisi var. Burada, Türk dizilerinin bir kısmında sıklıkla resmedilen “tutkulu” bir ilçe kültürü oturmuş durumda. Bunda Türkiye’nin en genç nüfusunu barındıran ilçe olmasının payı büyük. Yalnızca Anadolu’dan değil, dünyanın farklı memleketlerinden de insanların umut arayışıyla geldiği bir ilçe Esenyurt. Şu an bilinen –resmî olmayan– nüfusu 1 milyon 63 bin. Resmî verilere göre yabancı nüfus hariç 957 bin kişi yaşıyor Esenyurt’ta. 220 binin üzerinde ise kayıtlı yabancı nüfus var.

Yabancı nüfusun ilçeye kattıkları kesinlikle görülmeye değer. Afrikalıların yoğun olarak yaşadığı mahallede “Miss Uganda Afrika Güzellik Yarışması” dahi yapılmış. Esenyurt’ta Afrikalıların kendi dinî ritüellerine uygun ayinler yapmak için tuttukları dükkânlara da rastlanabiliyor. Tabii bunların hepsi korsan işletmeler. Sosyal medyada haberleşip buluşulan mekânlarda her ülke kendi kültürüne uygun eğlence, düğün veya benzeri etkinlikler yapabiliyor.

Esenyurt, barındırdığı farklı kültürlerin yanı sıra kumarhane baskınları ve yeraltı dünyasıyla da gündeme geliyor.

Her mahalle bir ülke

Daha önce Esenyurt’tan çok kez geçtim fakat bir yazıya konu etmek üzere keşif yapmak amacıyla ilk kez dolandım burada. Yüksek binaları, labirent misali sokakları, umutlarını kuşanıp gelenleriyle Türkiye’nin gerçek bir yansıması olarak gözlemledim Esenyurt’u... En çok dikkatimi çekense farklı ülkelerden gelen insanların kendi ülkelerine ait ürünleri sattıkları dükkânlarla, restoranlarla dolu sokaklar oldu. Örneğin Selahattin Eyyubi Mahallesi, Afrikalı göçmen nüfusunun en yoğun olduğu mahalle; bir anlamda Beyoğlu’nun Tarlabaşı’sı gibi.

Afrikalılara ait restoranların yanında yine Afrikalı kadınlar için kuaförler, terziler, konfeksiyonlar mevcut. Eski Dünyalı göçmenlere hitap eden kuaförlerin camlarında halihazırda siyah kadın modellerin fotoğrafları kullanılıyor. Esenyurt’un Afrikalı nüfusun daha az olduğu bölgelerinde yer alan kuaförlerde ise siyah kadın model ön planda değil fakat beyaz ve siyah kadın model birlikte kullanılıyor; hedef kitle bir nevi bu şekilde belirtiliyor.

Esenyurt'ta 220 binin üzerinde kayıtlı yabancı nüfus var

Dünyanın dört bir köşesinden gelen insanlar kültürlerini bir şekilde adapte ederek kendilerine yeni bir hayat kurmak için çabalarken bir yandan da Türk kültürüne ve Türkiye yaşam koşullarına adapte olmaya çalışıyorlar. Bütün bu keşmekeşin içinde büyümeye, nüfusu artmaya devam eden Esenyurt’u herhangi bir tedirginlik yaşamadan ziyaret edip ilçenin ruhunu, farklı kültürlerini gözlemleyebilirsiniz.

Göç etmiş olanlar da buranın yerlileri de şehrin kaosuna alışmış ve birbirleriyle uyum içinde yaşıyormuş gibi görünüyorlar. İşin aslını onlara soralım, Esenyurt’u onlardan dinleyelim istedik. Belediye başkan yardımcılarından berbere, ilçe sakinleriyle sohbet ettik.

Belgin Oflazoğlu Orkunoğlu

Belgin Oflazoğlu Orkunoğlu (Esenyurt Belediye Başkan Yardımcısı) 

Kontrolsüz yapılaşmanın bozduğu ilçe

"Geçmişte Esenyurt’ta temmuz ayında bile üşürdünüz. Öyle güzel bir hava akımı vardı. Umursamazca yapılan binalar Esenyurt’un rüzgârını kesti. Yirmi metrede su bulurduk. Bir Anadolu kasabası havasındaydı. İnsanlar birbirini sokakta selamlardı. Hangi şehirden gelirse gelsin herkes birbirini tanırdı. Kadın olarak şu an gündüz bile sokağa çıkmaya çekinirken o günlerde tek başıma rahatlıkla gece birde eve dönebiliyordum. Asayiş açısından bir sıkıntı yaşamadık; ta ki 2004’ten sonraki yoğun ve kontrolsüz yapılaşmaya kadar. İnsan onuruna ve standartlara yaraşmayan yapı anlayışı ile bu kaosa ulaşıldı. Öyle yerler var ki gün ışığı girmiyor.

Esenyurt geçmişten beri birçok rengi içinde barındıran bir yer. Roman vatandaşlar, Trakya’dan gelenlerle kalabalık bir yer. Herkese görev düşüyor. Çok genç bir nüfusumuz var. Eğitime ağırlık verilmeli, gençler ve çocuklar için çalışmalar yapılmalı..."

Selçuk Günerhan

Selçuk Günerhan (Esenyurt Belediye Başkan Yardımcısı) 

Aşçılık, pastacılık, muhasebecilik ve kuaförlük gözde

"Türkiye’nin en genç nüfusunun olduğu ilçeyiz. İstanbul’da hizmet sektöründe çalışan en çok insan Esenyurt’ta yaşıyor. Yalnızca Anadolu’dan değil, dünyanın farklı memleketlerinden de insanların umut arayışı ile geldiği yer Esenyurt. Yabancı nüfus daha çok Orta Doğu ve Afrika ağırlıklı olmak üzere Türki cumhuriyetlerden gelen vatandaşlar. Suriye, Fas, İran, Mısır, Afganistan, Nijerya’dan gelenler var. Suriyelilerin yoğunlukta olduğu bir caddeye (Bağlarçeşme’de) halk arasında Şam Sokağı deniyor. O sokağı dolaştığınızda kendinizi Şam’da zannedebilirsiniz.

Esenyurt’ta yabancı nüfusun içinde üst gelir grubundan da alt gelir grubundan da insanlar barınıyor. Sosyal yaşamları genelde kendi aralarında yarattıkları düzen içinde ilerliyor. Mesela özellikle Orta Doğu’dan gelen vatandaşların nargile kafeleri, kendi ticaret alanları ve düğün salonları var. Geçenlerde nikâh kıymak için gittiğim düğün salonunda daha önce görmediğim, eşi benzeri olmayan bir dekorla karşılaştım. Dekoru en az bir milyon dolar olan bir düğün salonuydu. Sonradan öğrendim ki bu Şam usulüymüş ve mekânın sahibi Suriyeliymiş.

Sanayi bölgesinde 30 binden fazla istihdam yaptık. İşverenle işsizi buluşturduk. Eğitim sistemimizden kaynaklı işsizlik sıkıntısı var ve Esenyurt’ta özellikle aşçılık, pastacılık, muhasebecilik ve kuaförlük meslek gruplarına ilgi gözlemliyoruz. En üzücüsü, 18-27 yaş arasındaki üniversite mezunu gençlerin iş bulamaması. Meslek liselerini geliştirmek ve yetenekli gençleri yönlendirmek önemli. Ayrıca dört katlı binaların yanına kırk katlı yapılar yapmak acımasızlık."

Yusuf Yönet

Yusuf Yönet 

Eski nüfus kaçıyor

"Ben hemen hemen bir aydır bir âdet edindim: Çöpten topladığım ekmekleri atıyorum kuşlara. Sabahları balkonuma çıkıyor, bir yandan çayımı yudumluyor, bir yandan ekmekleri yiyen kuşları izliyorum.

Kırk yıldır burada yaşıyorum. Her adımını gözlerimle izledim. Dünyada 197 ülke varsa 197 ülkeden de insan vardır burada. Bu kötü bir şey mi diye sorarsanız, evet kötü, çünkü çoğu zaman suça karışıyorlar. Fazla millet olduğundan, curcunasından dolayı buraya Esencılıs diyorlar. Ben ilk zamanlarda Esenyurt’tan çok memnundum. Şimdi iki dairemi müteahhitte verdim, artık satıp gideceğim buralardan. Ya Trakya’ya ya memleketim Isparta’ya."

 Yücel Tanış

Yücel Tanış (Esenyurt Minibüsler Kooperatif Başkanı) 

Planlananın üç katı nüfus

"İstanbul’da yüksek yapı denilince eskiden ilk akla gelen Sabancıların ikiz kuleleriydi. Şimdi Esenyurt’un her bir köşesinde kırk katlı binalar var. Otuz iki yıldır Esenyurt’ta yaşıyorum, buranın hafızasıyım. ’89-’90 yıllarında buraya geldiğimizde kırsal bir yerdi. Beldeyken 2009 yılında ilçeye dönüşmesiyle beraber kontrolsüz bir şekilde binaların ve kulelerin içine gömüldü. Planlaması 400 bin nüfus için yapılmıştı. Şu anda bir milyon üç yüz bin civarında ikamet eden insan var burada. Esenyurt ayrıca Avcılar, Beylikdüzü, Çatalca gibi çevre ilçelerle kıyaslanınca en fazla minibüs sayısına sahip. Şu anda 300’e yakın hatlı minibüs var. Ekrem İmamoğlu geldikten sonra ulaşımla ilgili ciddi bir rahatlama oldu. Buraya gelen İETT sayısı azdı, artık bütün sokaklara ve mahallelere İETT giriyor. Bu sayede biz minibüsçülerin yükü de hafifledi. Sorunumuz trafik. Esenyurt’ta bazen yürümek bile zor. Beş dakikalık yolu yarım saatte gidebiliyorsunuz. Nüfus kalabalıklaşıyor ama yollar aynı yollar.

Eskiden meydanda herkesi tanırdın. Artık kimse kimseyi tanımıyor. Dahası Türkçe duymak bile imkânsızlaştı. Kimse birbirinin dilinden anlamıyor. Şoförler için bir süre İngilizce dersleri düzenledik. Fakat dil çeşitliliği o kadar fazla ki hâlâ kimse birbirini anlayamıyor."

Esenyurt'taki Afrikalı göçmenler

Max

Güvende olma ihtiyacını karşılayan Esenyurt

"Haitiliyim. Mayıstan beri Esenyurt’ta yaşıyorum. Buraya okumak için geldim. Ne yazık ki yeterince param yoktu, bu yüzden çalışmaya başladım. Koşulları çok iyi değil ama hayatta kalmak için çalışmak zorundayım. Esasında muhasebe okudum. Esenyurt’tayım çünkü birçok Haitili arkadaşım burada yaşıyordu. Esenyurt’u seviyorum çünkü Türk yemeklerine bayılıyorum.

İnsanlar buraya güvende olmak için göç ediyorlar. Haitili insanlar İstanbul’da kendilerini daha güvenli ve rahat hissediyorlar diyebilirim. Aslında tek sebebi de bu, güvende olma ihtiyacı. Afrikalılar ya da Haitililer henüz bir araya gelmediler Türkiye’de. Yavaş yavaş o komünün ve dayanışmanın da oluşacağına inanıyorum. Ben bunun için uğraşıyorum. Bence Türkiye ileride Amerika’daki gibi daha çok rengin bir arada yaşadığı bir ülke olacak. Bu güzel birşey."

Esenyurt'taki Afrikalı göçmenler

Rudd Van

Hayat pahalılığı

"Haiti ile Türkiye çok farklı. Esenyurt’u hem seviyorum hem sevmiyorum. Daha önce burası hakkında bir şey duymamıştım. Burada kendi aramızda sosyalleşebiliyoruz. Basketbol oynuyoruz. Tabii kültürümüz Türk kültüründen çok farklı. Bizler içmeyi, eğlenmeyi seviyoruz. Ama burada bunu yeterince bulamıyoruz. Ayrıca her şey çok pahalı."

Şengül Keser

Şengül Keser (Terzi, tasarımcı)

Yabancılar Türklerden daha pazarlıkçı

"Aşağı yukarı on senedir gelinlik tasarımcılığı yapıyorum. Yüzlerce düğün için gelinlik diktim. Çok farklı ülkelerden insanlar geliyor Esenyurt’taki dükkânıma. Kına geceleri, düğün, nişan için kıyafet beğeniyorlar. İstedikleri kıyafetleri dikiyorum. Yemenli, Suriyeli, Filistinli, Iraklı müşterilerim de oluyor. Yabancılar Türklere göre daha az para ödemek istiyorlar, ‘haram, haram’ diyorlar. Dilimizi anlayabildikleri kadarıyla iletişim kuruyoruz."

 

Secat Naser

Secat Naser (Berber)

Esnafın tek şikâyeti pahalılık

"Suriyeliyim. Berber dükkânıma Suriyeli müşteriler de Afrikalı müşteriler de geliyor. Türk müşterilerim de var. Esenyurt’u seviyorum, burası gittikçe daha kalabalık oldu fakat yine de kendimizi İstanbul’un başka yerlerinde buradaki gibi evimizde hissedemiyoruz. Burada diğer ülke vatandaşlarıyla hiçbir sorun yaşamadım. Birbirimize destek olarak yaşıyoruz. Herkes ekmek parası için çalışıyor. Esenyurt esnafı genel olarak pahalılık dışında pek bir şeyden şikâyetçi değil. Dostluk, kardeşlik içinde yaşamaya devam ediyoruz."

İstanbul
Esenyurt
Esencılıs
Kentsel Dönüşüm
Mimari
Kent Yaşamı
Göç
Göçmenler
Müjde Yazıcı Ergin
Sayı 009

BENZER

Rumeli demiryolu hattının hayata geçirilmesiyle Müslüman ahali tarafından sayfiye yeri olarak keşfedilen eski Rum köyü Yeşilköy, son elli yıldaki beton talandan diğer tüm semtler gibi nasibine düşeni aldı ancak yine de bazı köşklerini ve sayfiye tadını korumayı başardı. Eski adıyla Ayastefanos’u turist rehberi ve yazar Turgay Tuna kaleme aldı.
Türkiye'nin önde gelen sanat fuarlarından Contemporary Istanbul, "sanal" deneyiminin ardından 3-6 Haziran tarihlerinde fiziksel formatına geri dönmeye hazırlanıyor. Biletler satışta!
Amatör telsizcilik, dünyada yaygın bir hobi. Türkiye’de ise 80’lerin ilk yarısında 3222 sayılı yasada yapılan değişiklikle birlikte telsiz “yasağı” kalkıyor ve dernekler günümüzde afetlerde çözüm ortağı olarak büyük rol oynuyor. Onlardan iki tanesiyle işin hem afet hem hobi kısmını konuştuk.