
Yılanlı Yalı, Bebek
Bebek’ten Rumelihisarı’na doğru yürürseniz önce Ayşe Sultan, ardından Arifi Paşa korularını geçeceksiniz, sonra da karşınıza 17. yüzyıldan kalma, İstanbul’daki nadir ahşap mescitlerden Kayalar Mescidi çıkacak. Mescidin yanında, 18. yüzyılda inşa edilen Yılanlı Yalı’yı göreceksiniz. İsmi kendi kadar güzel değil ama mecburiyetten verilmiş; II. Mahmud, Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) Mustafa Efendi’nin yalısını pek beğenmiş ve konuyu ortak dostları Said Efendi’ye açmış. Said Efendi arkadaşını ve yalısını korumak için yalının yılanlı olduğunu uydurmuş. Padişahın yalıyı almasını önlemiş ama yalının adı da Yılanlı Yalı kalmış.

Şerifler Yalısı, Emirgan
Emirgan’daki Hamid-i Evvel Camisi’nin yanında 18. yüzyıl eseri, zarif bir yapı olan Şerifler Yalısı bulunuyor. Muhtemelen 17. yüzyılda Emir Güne Han’ın Divanhanesi yerine inşa edilmiş. 1945’teki istimlak sırasında harem kısmı yıkılmış, sahille bağlantısı kesilmiş. Boğaz’ın Avrupa yakasındaki bu en eski yalı bir zamanlar Mekke Şerifi (Mekke ve Medine’nin yöneticisi) Hüseyin’e (1854- 1931) aitmiş. Şerif, Arapları Osmanlı İmparatorluğu’na karşı ayaklandırması karşılığında İngilizlerden kendi krallığını tanımalarını istemiş. Arabistanlı Lawrence ile işbirliği yaparak Haziran 1916’da Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmış. Bir yandan İngilizlerle çarpışan Osmanlı, Hüseyin’in oğullarının yönettiği Arap birlikleri ile de savaşmış ve ağır kayıplar vermiş. Oğullardan Abdullah 1921’de Ürdün Emiri, diğer oğul Faysal da Irak Kralı olmuş.

Şehzade Burhaneddin Efendi Yalısı, Yeniköy
II. Abdülhamid’in oğlu Burhaneddin Efendi için amcası Abdülaziz tarafından 1911’de satın alınan ve şehzadenin adını taşıyan 64 odalı bina Boğaz’daki en büyük yalılardan biri. Şehzade yalıyı 1912’de kendi zevkine göre yeniden yaptırmış. I. Dünya Savaşı’ndan sonra İstanbul’dan ayrılan Burhaneddin Efendi New York’a yerleşip 1949 yılında ölmüş. Yalı Türk asıllı Mısırlı Ahmed İhsan Bey tarafından satın alınınca, halk arasında adı Mısırlılar Yalısı olarak geçmeye başladı. 150 milyon dolarlık satış fiyatıyla dünyanın en pahalı on evinden biri olarak gösterilen, Amcazade ve Kıbrıslı yalılarından sonra en uzun rıhtıma sahip sahilhanelerden biri olan yalının arka bahçesinde büyük bir kışlık köşk bulunuyor.

Said Halim Paşa Yalısı, Yeniköy
1863 yılında Aristarhis ailesi eski bir binanın yerine yeni bir yalı yaptırmış. Burayı daha sonra satın alan Abdülhalim Paşa, yalının hem harap hem de istediği büyüklükte olmaması sebebiyle Çanakkaleli mimar Petraki Adamanti’yi daha büyük bir bina yapması için görevlendirmiş. Öldüğünde oğullarından Said Halim, diğer sekiz kardeşinin hisselerini
satın alıp tek başına buranın sahibi olmuş. Zaman zaman önündeki heykelden dolayı Aslanlı Yalı olarak da adlandırılıyor. Neoklasik bir mimariye sahip Said Halim Paşa Yalısı 1995 yılında şaibeli bir yangının kurbanı oldu. Geçirdiği restorasyondan sonra özellikle düğünler için kullanılan popüler bir mekân haline geldi. Modern Mısır’ın kurucusu olarak anılan Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın torunu olan ve 1913’ten 1917’ye kadar sadrazamlık yapan Said Halim Paşa, başta imparatorluğun tarafsız kalması için uğraşmış ama Almanya’yla beraber Osmanlı’nın savaşa girmesine neden olan antlaşmayı imzalamak zorunda kalmış, ardından da Malta’ya sürgüne gönderilmişti. 1921’de Roma’da bir suikast kurbanı olarak hayatını noktaladı.

Fethi Ahmed Paşa Yalısı, Kuzguncuk
Kuzguncuk’ta göreceğiniz en muhteşem bina olan Fethi Ahmed Paşa Yalısı ya da diğer adıyla Pembe Yalı, 18. yüzyılda geleneksel mimari üslupta yapılmış. Fethi Ahmed Paşa, Sultan Abdülmecid’in ablası Atiye Sultan’la evliymiş. Sarayların dekorasyonundan sorumluymuş. 1911 ve 1948 senelerinde İstanbul’u ziyaret eden İsviçreli mimar Le Corbusier yalıya hayran kalmış. Besteci Franz Liszt burada misafir edilmiş. Yalının sadece selamlık kısmı bugüne ulaşabilmiş. Harem bölümü 1927 senesinde çıkan yangında kül olmuş. Arka tarafındaki koru da yalıyla aynı adı taşıyor; Fethi Paşa Korusu olarak halka açık ve içinde belediyenin güzel manzaralı bir işletmesi var.

Mahmud Nedim Paşa Yalısı, Vaniköy
Osmanlı’nın Viyana Büyükelçisi Mahmud Nedim Paşa tarafından yaptırılan yalının en dikkat çekici özelliği, paşanın yaşadığı şehirler olan Viyana ve Prag’daki binalardan etkilenerek yaptırdığı kulesi. Paşa, Osmanlı’da valilik ve sadrazamlık görevlerinde de bulunmuş. Rus yanlısı politikaları dolayısıyla Nedimof olarak adlandırılmış.

Recaizade Yalısı, Vaniköy
Araba Sevdası eseriyle tanınan yazar Recaizade Mahmud Ekrem Bey (1847-1914) babası Recai Mehmed Efendi’ye ait bu evde doğmuş. Amcasının kızı Ayşe Güzide Hanım ile burada evlenmiş. Yazar daha sonra Yeniköy’de satın aldığı yalıya taşınmış. Burada kendisini Hıdiv Abbas Hilmi Paşa ile haberleşiyor diye II. Abdülhamid’e jurnalledikleri için yalıyı satıp Cihangir’e yerleşmek zorunda kalmış. Vaniköy’deki doğduğu yalı ise maalesef 1980’lere kadar mısırözü fabrikası olarak kullanıldı.

Sadullah Paşa Yalısı, Çengelköy
Boğaz yalılarının içinde en eskilerden olan aşı boyalı Sadullah Paşa Yalısı, Sultan I. Abdülhamid tarafından 18. yüzyılın ikinci yarısında Darüssaade Ağası (hadım edilmiş saray görevlisi) Mehmed Ağa’ya verilmiş. 1872’de yalıyı satın alan Sadullah Paşa, II. Abdülhamid döneminde jurnalcilerin kurbanı olmuş ve V. Murad’ı tekrar başa geçirmek isteyenlerden biri olduğu için yurtdışına gönderilmiş. Önce Berlin, sonra da Viyana’da büyükelçilik yaptığı dönemlerde yurda dönmesine izin verilmemiş. Tanzimat Edebiyatı’nın ünlü isimlerinden biri olan paşa, yabancı bir kadınla ilişki yaşamış. Bunun duyulmasından çekinmiş ve girdiği bunalım sonucu Viyana’da 1891 yılında intihar etmiş. İşin ilginç yanı, mutsuz bir evlilik yapan en büyük oğlu Asaf da intihar etmiş. Eşinin öldüğüne asla inanmayan Necibe Hanım, evi daima Sadullah Paşa gelecekmiş gibi hazır tutmuş, onun en sevdiği elbiseleri giymiş.

Edib Efendi Yalısı, Kandilli
Boğaz’ın en dar, akıntının en hızlı olduğu noktalardan birinde yer alan Edib Efendi Yalısı, 19. yüzyılda çok saygı duyulan bir hükümet görevlisinin adını taşıyor. Kayalar üzerine kurulu olan ve geniş bir alanı kaplayan bu ahşap yalı, iç mimarisi bakımından 19. yüzyıl başı Türk yapı karakterini koruyor. Harem ve selamlık olmak üzere iki bölümden oluşuyor. İlginç yanlarından biri, harem ve selamlık bölümlerinde birbirine simetrik olan büyük taşlıklarla bunların üzerindeki oval sofalar. Yalıyı 1753’te vefat eden Divitdar Mehmed Emin Paşa yaptırmış, Edib Efendi 1887 yılında satın almış.

Hadi Bey Yalısı, Kandilli
Manford Evi olarak da geçiyor. 1800’lü yıllardan kalma yalı, İngilizlerin işgalinden sonra Licardopulos isimli bir Yunanlı armatör tarafından satın alınmış. Avukat Hadi Bey, Selanik’teki Türk malları ile yalıyı takas ederek binanın sahibi olmuş. Yalılara özgü aşı (bordo) boyaya sahip bina geçtiğimiz yıllarda yapılan başarılı restorasyondan sonra Boğaziçi’ndeki en güzel yalılarından biri haline geldi.

Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı, Anadoluhisarı
Osmanlı İmparatorluğu’nda, II. Mahmud zamanında açılan ilk tıp okulundan mezun olan Salih Efendi üç sultanın doktorluğunu yapmış. Bir botanik bilgini olan Salih Efendi’nin bahçesinde diktiği ve kendi aşıladığı bir gül, Hekimbaşı Gülü adıyla anılıyor. Hekimbaşı 63 yaşında iken ders verdiği 16 yaşında bir Çerkez güzeli olan Payidar’la evlenmiş. 20. yüzyılın ortalarında İngiliz gezi yazarı Freya Stark’ın da misafir olduğu yalı, Binbir Gece gibi dizilere ev sahipliği yaptı.

Kıbrıslı Yalısı, Kandilli
Eski Küçüksu Plajı’nın hemen yanında yer alan 64 metrelik rıhtıma sahip yalı, 18. yüzyılda Sadrazam Mehmed İzzed Paşa için yaptırılmış. 21 odalı binanın neredeyse tamamı 1840’tan beri aynı ailenin mülkiyetinde. Üç değişik sultana sadrazamlık yapmış olan Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa önemli bir devlet adamıymış. İmparatoriçe Eugenie, Irak Kralı II. Faysal, Şair Yahya Kemal Beyatlı yalıda kalmış isimlerden bazıları. 1980’li yıllarda Araplara mal satma furyasında, yalının korusu olan Sevda Tepesi de satıldı.

Zarif Mustafa Paşa Yalısı, Anadoluhisarı
Karadeniz’den Marmara’ya durmadan akan sulara şahitlik yapan Zarif Mustafa Paşa Yalısı, II. Mahmud’un kahvecisi Kani Bey tarafından 19. yüzyılın başlarında satın alınmış. İlk yapıldığında harem, selamlık ve kayıkhane bölümlerinden oluşan ve bugünkünden üç kat daha büyük olan yalı, 1848 yılında Zarif Mustafa Paşa’nın mülkiyetine geçmiş. Paşanın damadı Sadık Bey, kayınpederinin sürekli verdiği ziyafetlerden sıkılınca selamlık ve kayıkhane olan bölümü satın alıp araya kocaman bir duvar ördürmüş. Aile, Şeyh Talat Efendi’nin akrabasıymış. Sadık Bey’in oğlu Osmanlı mebusu Mehmet Esat Bey yalıda bulunan Hz. Muhammed’in sakalına (Sakal-ı Şerif) ait bir teli Anadoluhisarı’ndaki Fatih Camisi’ne hediye etmiş. Bundan sonra halk yalıyı Esat Bey Yalısı olarak adlandırmış. Binanın cihannüması Sakal-ı Şerif’i muhafaza etmek için kullanılmış. 1926’da yalı sakinlerinden Sadiye Hanım’ın düğünü nedeniyle bakımı yapılan bina sarıya boyanınca adı Sarı Yalı’ya çıkmış. Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’u İngilizler işgal edince Esat Bey’in oğulları yalıyı Anadolu’ya silah ve mühimmat göndermek için kullanmışlar. Yalının harem kısmı İngiliz askerleri için kullanılır kaygısıyla sahipleri tarafından yıktırılmış.

Afif Ahmed Paşa Yalısı, Yeniköy
Osmanlı Bankası binası ve Pera Palas Oteli’ni de yapan mimar Alexandre Vallaury tarafından 19. yüzyıl sonunda Doğu ve Batı tarzlarını harmanlayan bir üslupla inşa edilmiş. Agatha Christie ünlü Doğu Ekspresi’nde Cinayet adlı romanını yazmak için İstanbul’u ziyaret ettiğinde bu yalıda misafir edilmiş. Neobarok tarzında yapılan binayı Afif Ahmed Paşa’nın ailesinden Pera Palas’ın eski sahibi Misbah Muhayyeş almış. Müjde Ar’ın başrolünde oynadığı TRT yapımı Aşk-ı Memnu dizisi 1975 yılında burada çekilmişti. Yalı, Binbir Gece dizisinin 2009’daki son sezonunda da kullanıldı.

Edhem Pertev Yalısı, Kanlıca
1860 yılında Saraylı Fatma Hanım tarafından yaptırılmış. Geçmişin ünlü kremi Pertev’i üreten Edhem Pertev, Türkiye’nin ilk eczacılarından biri. Edhem Bey 1871’de doğmuş ve Saraylı Hanım Yalısı diye de geçen bu yapının ikinci sahibiymiş. Çocuklarından biri yalının kayıkhanesinde oynarken gelen bir dalganın kurbanı olmuş. Edhem Bey 1927’de öldükten sonra çocukları Aksaray’daki Pertev Eczanesi’ni işletmeye devam etmişler, yalıyı da 1932 yılında bir kaptana satmışlar. Art Nouveau tarzında yapılmış olan yalı geçtiğimiz yıllarda başarılı bir restorasyon geçirdi. Yeni Sanat dedikleri Art Nouveau tarzı kendini özellikle yalının zemin katındaki abartılı balkonlarda gösteriyor, zaten bu yüzden Süslü Yalı olarak da anılıyor

Yağcı Şefik Bey Yalısı, Kanlıca
Yalının yerinde daha önce I. Abdülhamid’in kız kardeşi Cemile Sultan’a ait yalı varmış. Bugünkü binalar 1905’te Cemile Sultan Yalısı’nın yerine inşa edilmiş ve 1989’da başarılı bir restorasyon geçirmiş. Donanma Cemiyeti’nin kurucusu ve başarılı bir işadamı olan Şefik Bey büyük binayı haremlik, yanındaki küçük binayı ise selamlık olarak yaptırmış.