Beyoğlu Belediyesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin iş birliğiyle gerçekleşen bu ilk projeyi anlamlı kılan pek çok ayrıntı var: Resmedilmek üzere seçilen eserin, üniversitenin atası Sanayi-i Ne se Mektebi’nin kurucusu Osman Hamdi Bey’in bir eseri olması, Mimozalı Kadın’ın resmedildiği mekânın yine üniversite ile kendisine bağlı bulunan (aynı zamanda ülkenin ilk kamusal sanat müzesi olan) İstanbul Resim ve Heykel Müzesi arasında bir noktada yer alması ve en nihayetinde de uygulayan sanatçıların Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden çıkmaları.
Furkan Akhan ve Kadir Çelik, MSGSÜ’nün resim bölümünden mezun olmuş iki genç sanatçı. Okulun atölyesinde tanışıp daha sonra ev arkadaşı olmuşlar. Daha ziyade resim odaklı deneysel işler ürettiklerini söylüyorlar. Cihangir’de bir atölyeleri var ve üretimlerini burada gerçekleştiriyorlar.
Mimozalı Kadın’ı Enli Yokuşu merdivenlerine uygulama projesini Beyoğlu Belediyesi ile MSGSÜ birlikte yürütmüş. Mekân seçimi de birlikte yapılmış. Furkan ve Kadir, özellikle MSGSÜ bünyesindeki Resim ve Heykel Müzesi’nde bulunan bir eserin mekâna uygulanmak istendiğini anlatıyorlar: “Bizimle okulumuzun rektörü Handan Hanım (Prof. Dr. Handan İnci Elçi) görüştü. Görüşmelerden sonra müze ile ilişkili bazı eserleri dosyaladık. Enli Yokuşu’na en uygun olduğunu düşündüğümüz Osman Hamdi Bey’in eserinde karar kılındı.”
Furkan ve Kadir, projenin yaklaşık dokuz ay gibi bir sürede tamamlandığını söylüyorlar. Merdivenlerin tadilattan geçmesi gerekmiş, uygulamayı son bir ay içerisinde yapmışlar. Çalışma yaklaşık yirmi gün sürmüş. “Resme başlamadan önce bir alan keş yaptık. Yüzeyler incelendi ve merdivenin resmin uygulamasına uygun bir şekilde tekrardan yapılması gerekti” diye anlatıyorlar hazırlık aşamasını ve işin teknik kısmından da biraz bahsediyorlar: “Yapılan merdivenleri öncelikle bazı programlar ile modelledik. Seçilen eser, dijital ortamda model üzerine yerleştirildi. Sonrasında resmin renk ve malzeme analizlerine başladık. Uzun süren bir ön hazırlığın sonunda eseri merdivenlere aktarıp boyadık.” Bu süreçte onlara yardımcı olan Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar’dan arkadaşları Serdar Çakmak’a da teşekkür borçlu olduklarını ekliyorlar.

Mimozalı Kadın’ın Enli Yokuşu’ndaki uygulaması, sosyal medya başta olmak üzere basında da hayli yer buldu ve övgüler topladı. Furkan ve Kadir, “Açıkçası böyle bir sonuç beklemiyorduk” diyorlar gelen coşkulu yorumların uyandırdığı şaşkınlıkla. Böylesine özel bir işten alınlarının akıyla çıkmış olmaktan dolayı çok mutlular.
Son yıllarda sanatın farklı formlarının kamusal alanda sergilenmesine, en kaba tabirle “halka inmesine” daha sık şahit oluyoruz. Sokak sanatının vazgeçilmezi gra tilerin, muralların boydan boya apartman cephelerini kaplaması, sokaklarda karşımıza çıkıveren heykeller... İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, “İstanbul’un gri duvarları renkleniyor” açıklamasıyla pek çok açıdan tasarruf sağlanmasına da olanak tanıyan “boyama” uygulamasına başlatması cabası. Kamusal alanların dönüştürülmesinin bir ihtiyaç olduğu görüşünde Furkan ve Kadir de. “Kentlerin ve özellikle insanların bu tip karşılaşmalara ihtiyacı var. Her şeyin gözümüzün içine sokularak gösterildiği böyle bir dönemde, bakışların biraz da olsa güzel şeylere çarpmasına ihtiyacımız var” diyorlar. “Kadıköy’de yaşıyoruz. Duvarlarda harika işler görüyoruz, izlemekten de keyif alıyoruz. Bu tip çalışmaları daha çok görmeyi istiyoruz.”
Furkan ve Kadir’e katılmamak mümkün değil. Kent hayatına renk getiren, kamusal alanları renklendiren böyle karşılaşmalara daha çok ihtiyacımız var. Neyse ki haberler iyi. Beyoğlu Belediyesi, benzer uygulamaları sürdüreceğini açıkladı.
Furkan Akhan ve Kadir Çelik’in son dönemde ürettikleri resim, desen ve yerleştirmelerini bir araya getiren Ben Bir Başkasıdır isimli sergi 5 Aralık’a kadar Beyoğlu’nda yer alan FAAR Art Space’te görülebilir.
(Ana fotoğraf: Fotoğraf: Koray Berkin)

Osman Hamdi ve Mimozalı Kadın
Osman Hamdi Bey, bugünkü adı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan Sanayi-i Nefise Mektebi’nin kurucusudur. II. Abdülhamit tarafından Sanayi-i Nefise Mektebi müdürlüğüne getirilmiş ve ölümüne dek (1910) bu görevi sürdürmüştür.
Bir Osmanlı aydını olan Osman Hamdi Bey, hukuk eğitimi almak üzere gittiği Paris’te bir süre sonra branş değiştirerek güzel sanatlar okumaya başladı. Yurda döndükten sonra devlet içinde farklı görevlerde yer aldı, milletvekili olarak da görev yaptı. Ancak Osman Hamdi Bey’in en büyük etkisi kültür sanat alanında oldu. 1881’de kurulan Müze-i Hümayun’un (İstanbul Arkeoloji Müzesi) çağdaş bir çehre kazanmasına öncülük eden Osman Hamdi Bey, güzel sanatlar alanındaki girişimciliğini Sanayi-i Nefise Mektebi’ni hayata geçirerek sürdürdü.
Geniş kitleler tarafından tanınan eserinin Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu olduğunu söylersek, Osman Hamdi Bey’i hatırlamanız kolaylaşabilir. Kurucusu olduğu okulda resim eğitimi görmüş genç ressamların Enli Yokuşu’na günümüzde uyguladıkları eseri ise Mimozalı Kadın ismini taşıyor. Osman Hamdi Bey’in eşi Naile Hanım’ı resmettiği bu tabloyu 1906 yılında yaptığı biliniyor.