Sevgili dostlarım,
Dergimizin altıncı sayısı elimizde. İST, 2020 senesinin Mart ayında, pandemi koşullarının Türkiye’sinde doğdu. Bu sebeple belki de çok önemli bir vazifeyi yerine getiriyor diye düşünüyorum. İST, sadece arşivlere girmiyor, memleketin bu döneminde yaşananları, toplum hayatını kayıt altına alıyor ve hafızaları dinç tutmayı hedefliyor. Yıllar sonra bakıldığında eminim ki İST, geleceğe önemli bir değer taşımış olacak... Evet, küresel salgının zorlayıcı koşulları altında bir yaza daha merhaba diyoruz. Size bu satırları pandemi kısıtlamalarının devam ettiği günlerde yazıyorum. Mevsimin getirdiği umut ve sevinci, geleceğe dönük belirsizlik bir nebze örseliyor olsa da dışarıda güneş yüzünü gösterdikçe güzel günlerin geleceğine dair inancımız da artıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak salgının başından itibaren uyguladığımız tedbirlerle, yaptığımız yeniden düzenlemeler ve hayata geçirdiğimiz bir dizi destek projeleriyle bu süreçte üzerimize düşen görevi layıkıyla yapmaya çalıştık. Bundan sonrasında da yapmaya devam edeceğiz.
Şairlerin şiirlerinde de mutluluktur yaz ayı. Yaşama sevincidir. İstanbullu şair Edip Cansever’in o güzel dizelerini anımsayalım:
Sen bir karanfilsin, delisin.
İçlisin de, bükersin hemen boynunu
Mendilimin içindeki kirazdır
Mendilin içi kiraz
Bilmem ki, ne desem, yaz mutluluğu.
Dergimizin bu sayısı da “yaz”a yaraşır bir iyimserlik ve bereket taşıyor. Bu sayıda; İstanbul’un geçmişteki ve şimdiki yazları, Boğaziçi’nden Adalar’a, vapurlar, plajlar, deniz hamamları ve yaz ritüelleriyle birlikte hatırlanıyor. Büyük şair Nâzım Hikmet’in hem hayatında hem yazınında “bisiklet”in izini sürüyor; tiyatromuzun usta ismi Ferhan Şensoy ve Nobel ödüllü edebiyatçımız Orhan Pamuk ile sanat yaşamlarını İstanbul ekseninde konuşuyor.
Babalar günü vesilesiyle Yeşilçam sinemasına damga vurmuş “Baba” karakterleri yeniden anımsıyor; sinemamızın “Sultan”ı Türkan Şoray’ın doğum gününü, oyunculuğunu ve yaşamındaki paralellikleri irdeleyen bir inceleme yazısıyla kutluyoruz.
2021 yazında, aynı zamanda pandemi sürecinin en büyük küresel organizasyonu olan Tokyo Olimpiyatları’na da tanık olacağız. Bu sayımızda, dünyanın en büyük spor organizasyonunu, Tokyo’nun ve İstanbul’un olimpiyat maceralarına odaklanan iki ayrı yazıyı görmek beni ayrıca mutlu etti.
Her sayıda yer verdiğimiz dosya haberciliğinin bu sayıdaki konusu “Galataport” projesi ise her açıdan farklı fikirleriyle okunmaya değer. Dolayısıyla İST, İstanbul’umuzun geçmişine ve bugününe ışık tutan birbirinden değerli yazılarla, incelemeler ve söyleşilerle yine dopdolu. Bir şiirle başladım yine bir şiirle, memleket şairi Nâzım Hikmet’in o güzel dizelerinden bir alıntıyla sonlandırayım yazımı:
Bir yaz yağmuru yağdı içime,
ezildi iri üzüm taneleri camlarımda
gözleri kamaştı yapraklarımın
Bir yaz yağmuru yağdı içime
gümüş güvercinler uçtu damlarımdan
koştu yalnayak toprağım.
Yazın keyfini doyasıya yaşayabileceğimiz sağlıklı ve umutlu günler diliyorum.
Sevgi ve saygılarımla...