40. İstanbul Film Festivali başladı!

02 Nisan 2021 - 12:21

İstanbul’da baharla özdeşleştirdiğimiz etkinliklerden biri İstanbul Film Festivali. Festival zamanı geldiyse biliriz ki bahar da resmen gelmiştir. Hayat renklenecektir. Tüm planlar festivale göre yapılır, hafta sonu sabah seansları için bile bilet alınır. Geçtiğimiz yıla dek böyleydi en azından. Şimdilerde ise festivalsiz bahar fikrine zor da olsa alıştırıyoruz kendimizi. Geçtiğimiz yıl biletleri satışa çıkmadan kısa bir süre önce pandemi nedeniyle iptal olan İstanbul Film Festivali, zaman içinde birtakım alternatifler üretmek suretiyle yoluna devam etti. Dijital mecradan faydalanıldı, periyodik gösterimler düzenlendi. 

Festivalin 40. yıl afişlerinden biri

Festival için 2021 özel bir yıl. 40. yaşını kutluyor öncelikle. Pandemi nedeniyle 2020 boyunca alternatif gösterimler gerçekleşti dedik ancak 40. İstanbul Film Festivali adıyla gelenek en azından bazı açılardan kaldığı yerden devam ediyor. 1984’ten bu yana nisan ayında gerçekleştirilen Festival, platformu -şimdilik- değişse de yine nisan ayında başlamış bulunuyor. Festival, çevrimiçi gösterim platformu olan filmonline.iksv.org adresinde nisan, mayıs ve haziran aylarında devam edecek. 

Festival kapsamında çevrimiçi gösterimler nisan ve mayıs ayları boyunca her perşembe, cuma, cumartesi ve pazar günleri gerçekleşecek. Pandemi koşullarına bağlı olarak festivalin belli bölümleri (Ulusal Yarışma, Galalar gibi) ilerleyen aylarda açık hava mekanlarına ve salonlara da taşınacak.

Nisan ayı filmlerinin biletlerini passo.com.tr ve filmonline.iksv.org üzerinden satın alabilirsiniz. (Tek bir filme bilet alabileceğiniz gibi kombine de satın alabiliyorsunuz.)

Festivale dair ayrıntılı bilgi almak, programa göz atmak ve çok daha fazlası için tıklayın

İstanbul Film Festivali
Sinema
Festival
empty-result-block

BENZER

Bir söyleşisinde, kızı Yağmur’u hastane odasında kucağına ilk defa aldığında bir anlığına etrafında kameraları aradığını, göremeyince de şaşırdığını anlatıyor Türkan Şoray. Öncesinde onlarca defa buna benzer bir hastane odasında kucağına bir bebek verilmiş, rol gereği. Yeşilçam’ın en çok film çevirmiş oyuncularından birinin hayatında filmlerle kesiştiği anlar olmasına şaşmamalı. Yazar ve kadın hakları mücadelecisi Kiraz Akın, oyunculukta dış dünyanın iç dünyayı ve iç dünya üzerinden seçilen rolleri, seçilen rollerin de tekrar iç dünyayı nasıl tesir altına alabileceğini, “Sultan”ımız Türkan Şoray’ın hayatı ve kariyer seçimlerindeki dönemsel paralellikler üzerinden okudu.
Nâzım Hikmet 1928’in sonundan 1932’ye kadar babasının Kadıköy Bahariye’deki evinde kaldı. Üç yılı biraz aşan bu sürede Resimli Ay dergisinde çok ses getiren “Putları Yıkıyoruz” kampanyasını yaptı, şiir kitapları ve bir şiir plağı çıkardı. Piraye’ye âşık oldu.
Türkiye futbol liginin “ezelî” rakipleri olarak anılan Fenerbahçe ve Galatasaray takımlarının ilk müsabakasının hikâyesini merak ediyor musunuz?